Nazife teyze niye ağlar ki!
“Halalarımın sevmesine alışmıştım ama beni onlar gibi çok seven birisi daha vardı...” Çocukluğumun kışları ayrı bir güzeldi. Kasabamıza henüz elektrik gelmemişti. Elektrik sadece orman işletmesinde vardı. O da akşamları jeneratörle iki üç saat verilirdi. Tabii ki kendi memurlarına. Bize elektrik, ben dördüncü sınıftayken gelmişti. Bizim eve elektrik alındığı gün mahallenin tüm çocukları evdeydi. Benim asıl hoşuma giden şey elektrikli yıllar değil, ondan önceki yıllardı. Akşam yemeğini yedikten sonra kapımız açılıp kapanmaya başlardı. Tek soba yanan odamız dolmaya başlardı. Annem sobanın üzerinde nohut kavurur mısır patlatır, kuzine sobaya patates atardı, pişmesini merakla beklerdik. Ev ödevlerimizi genellikle sabah yapardık. Çünkü akşam gaz lambası ışığına uzak kalırdık. Dedemlerin olduğu zamanlar........
© Türkiye
