Ahlak ve adalet kaybedilirse…
Böylesine karmaşık bir dönemde ve dengelerin yok olduğu süreçte, insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu şeyin ne olduğunu düşünmenin tam zamanıdır. Bilimsel teorileri üzerinden yapılan okumalar bile bunun temel mesele olduğunu açıkça gösterir. Peki, temel nedir? Tarihte, tüm büyük dönüşümler çıkmaz dönemlerde gerçekleşmiştir. Ancak bu dönemleri yalnızca insan eliyle şekillenen olaylar olarak değil, aynı zamanda doğal gelişim süreçleri içinde değerlendirmemiz gerekir. İnsan, kurgulanan tüm senaryolara doğal süreçlerin akışıyla ortak oluyor. Sonuçta tüm senaryolar da zaten doğal gelişmelerin etkisiyle şekillenmiyor mu? Trump’ın sahneye çıkıp “her şeyi geri istemesi” mesela… Bu sadece bir “Trump klasiği” mi? Yoksa “Batı medeniyetinin” sunduğu hayat formatında ahlak ve adalet ölçüsünün kaybının bir sonucu mu? Bu sorular üzerine düşünürken Avrupa’nın kendi içindeki değişimlerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Bilim insanları sürekli araştırmalar yaparak çeşitli öneriler sunuyor. Bu süreçte en büyük çıkış planları ile teklifleri yine Batı’dan geliyor. Peki, ekonomik çıkmazın ve dayatmacı düzenin asıl kaynağını sorguladığımızda, insanlığın adalet ve ahlaktan uzaklaşarak açıkça büyük bir yozlaşmaya sürüklendiğini görmüyor muyuz? Gazze’de........
© Türkiye
