menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suç ve Ceza

24 1
03.05.2025

Sanırız; edebiyat severler, yazının başlığını görünce yüzlerinde bir gül esintisi hissetmişlerdir. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’den, O’nun ünlü eseri Suç ve Ceza’dan, romanın kahramanı Raskolnikov’dan… söz edeceğimden yana ümitlenmişlerdir. Öyle olmasını ne çok isterdik… Ne var ki "gündem" adlı iletişim sağanağı, buna müsaade etmiyor. Şüphesiz ki lezzet, saman alevi olaylarda değil, ilimde, irfanda, edebiyatta, sohbette ve fikirde. Kötü gündem, ömür törpüsüdür. Yazarları, fikir ve gönül adamları eli ve diliyle kalıcı gündem inşa edebilen milletler, bahtiyardırlar, onlar fikrî kalkınmayı gerçekleştirerek sınırları da vakti de aşarlar. Orta tahsilde metinlerin giriş, gelişme ve sonuç diye meşhur kademelendirmesine benzetirsek şuraya kadar dediklerimizi bu yazının giriş kısmı sayabilir ve asıl söyleyeceğimiz her ne ise ona temas edebiliriz. Eminiz ki okuyucularımız, mevzu ile tanışınca şunu diyeceklerdir: -Doğru diyorsun; ancak bir noktada itirazımız var! Bu makaleye taşıdığınız suç ve suça karşılık verilen ceza ve suçlulara dair olan bütün hukuki ve adli muamele ve süreç de bizatihi bitmez-tükenmez kalıcı ana gündemdir! Bu isabetli tahsisi tasviple karşılarız: Elhak öyledir. Adalet, hayatın orta direğidir. Adalet yoksa çatı çöker. Adalet yoksa cemiyete kargaşa, zorbalık ve keyfîlik hâkimdir. Çeyrek asırdır yapılan işler; savunma sanayii, ulaşım, iletişim… her ne varsa hepsi iftihar sebebimizdir. Yarınki nesiller, daha çok iftihar edeceklerdir. Hastane, tünel, yol, bina, tank, tayyare, uydu ve onlarcası milletimize layık ve yapanlar için de yüksek şeref ve tarihten rövanş alma hamlemizdir. Ne var ki bütün bunlar, maddî kalkınmadır. Daha değerli olansa gayrı maddî........

© Türkiye