MANZARA
Metin, Türkiye'nin 20. yüzyıl ortalarındaki yokluk içindeki güçlü toplumsal değerlere sahip yaşamından, 2000'ler sonrası teknolojik ve ekonomik gelişmelere rağmen manevi ve ahlaki değerlerin yitirildiği bugünkü durumuna geçişini eleştirel bir bakış açısıyla anlatmaktadır.
Günümüzde elektronik yazışmaların, saniyeler içinde ulaştığı adreslere mektuplar, mesafelere göre günler, haftalar, başka kıtalardaysa aylar sonra varırdı. Sabit telefonlar, mahallede nadir ev ve dükkânlarda olurdu. Kaplumbağa otomobil, nadir sokaklarda bir veya iki evin önünde dururdu. Şehirler arası ulaşımlar trenlerle yapılırdı. Kara trenler, feryatlar kopara kopara ülkenin bir ucundan diğerine iki günde vararak tahta bavullu yolcularını buralarda bekleyen hasret dolu insanlara teslim ederdi.
Şehirler arası otobüsler, trenlerin yerini alınca mesafeler bir miktar kısaldı ama memleketin bir ucundan diğerine gitmek yine de 18 saat kadardı. Tayyareye herkes binemezdi. Herkesin gücü yetmezdi. “Tayyare” denen uçaklara binmek, biraz daha düzgün kıyafet ve biraz daha şehirli olmayı gerektirirdi.
Yüzde 70-80’i köylü nüfus olan bu manzaradaki Türkiye’de vatandaşlar, el emeği-göz nuruyla geçinen insanlardı. Çarşıdan nadir şeyler alınırdı. Bir gömlek veya ceket yahut pantolonla evin birkaç çocuğu yetişirdi. İmam efendi, öğretmen ve muhtar, mahallede hürmet gören insanlardı. Muhitin akıl danışılan rehber güngörmüşleri vardı. Bunlar, ihtilafları halleder, mahkemelerin yükü artmazdı. Hangi gencin kimin oğlu, kimin kızı olduğu herkesçe bilinirdi. Bayram, düğün, kandil, cenaze, asker uğurlaması birlikte yaşanır, mahalle bakkalı, semt esnafı, müşterek dayanışma merkezi vazifesi yaparlardı. Her okuldaki her sınıfta soba olmazdı. Bazılarına odunu aileler getirirdi. Sınıflarda mevcut, hep 50’nin çok üstündeydi…
O günlerde haberleşmeler, ulaşımlar, hayat ve tahsiller zordu. Gurbet vardı. Evin delikanlısı ya askerdeydi veya büyükşehirde üniversitede. Resmettiğimiz zamanlarda da yurdumuzda yazlar........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein