Söylenenler kolay yenilir yutulur şeyler değildi...
Beklenmedik zamanda karşısına dikilen bu ihtiyar adam, karizmasını çizmiş, fiyakasını bozmuş, dünyasını altüst etmişti...
Tanımadığım o ihtiyar, güzel şeyler söylüyordu:
-Öğle namazı geçti hiçbiriniz kılmadınız ama o gidip sessiz sedasız kıldı, geldi. Şimdi, ben soruyorum size: Anlattığınız kitaplarda ne yazıyor? Namaz mı mühim, yoksa böyle münakaşa etmek mi? Koro hâlinde ilâhiler okumak veya nutuk çeker gibi vaaz vermek mi daha mühim?
Adam fena bozuldu. Tamire kalkmak istediyse de bir şey beceremedi.
Mânâlı mânâsız kafasını sallayan hoca efendinin bağrına ateş düşmüş müydü bilmiyorum? Ama beklenmedik zamanda karşısına dikilen bu ihtiyar adam, karizmasını çizmiş, fiyakasını bozmuş, dünyasını altüst etmişti. Söylenenler kolay yenilir yutulur şeyler değildi.
- Eğer gördüklerimize inanacaksak ki, elbette doğru olan bu, korkunç bir felâketle karşı karşıyayız demektir!”
Yanılıp yanılmadığını, namazı niçin ve neye göre geciktirdiğini tekrar tekrar sordu. Çok iknâ edici konuşuyordu. Son derece emindi anlattıklarından. Ben ise bu münakaşanın olmasına vesile........
© Türkiye
