Meşhur sözdür: "Kimse yoğurdum ekşi demez!"
Hatıraları okuyan bazı arkadaşlar; yaptığımız filmlerimizden en çok "beğendiklerimizi" ve "beğenmediklerimizi" merak ediyorlarmış. Günün seher vaktindeki yüksek manevi havamın böyle bir kalp kırıklığıyla dengelenmesi boş bir şey değildi. Mevlâm azgın nefislerimizin şerrinden muhafaza buyursun. Ses gelir meler gibi, Dağları deler gibi, Gönülden yaralıyım, Ağlarım güler gibi. *** O gün bir başka heyecan yaşamıştım. Zaten insan hayatı da öyle inişlerle çıkışlarla dolu değil miydi? Benimki çok farklı mı olacaktı? Evime içimde kalan nice ümit deryalarıyla dolu gelmiştim. Namazdan sonra ellerimi kaldırıp semaya gözyaşlarımın yol yol iz olduğu yüzümle bir kez daha yalvardım: "Allah’ım! Beni doğru yolda, doğru insanlarla beraber eyle! Senden başka sığınacak kapım yok, kapına geldim elimi boş çevirme!” Her duâmda rahatlıyordum sanki yükünü sırtından indiren bir hamal kadar hafiflemiş kalbimle daldım, kendimi dünyaya bağladığımı hissettiğim son şeye, hayallere… her şeye rağmen hâlâ ebedî hayatı kurtarmanın ehemmiyetini hayal edebiliyordum… Denizden çek oltanı!........
© Türkiye
