Film projelerimizle alâkalı bir iş için Ankara’daydım...
Çok şey düşünüyordum ki arkadaşların ısrarla istedikleri hususi bir hatıramı yazmam aklıma geldi. Onlardan rastgele birini seçtim. Caddeler tıklım tıklım dert dolu. Bir ihtiyarın bel ağrısı veya bir hanımefendinin ağlamaktan kuruyan gözyaşları. Sonra problemlerini çözemeyenler, işin altından kalkamayanlar, düştüğü kuyudan çıkamayanlar ve günahkâr, günahından haberi olmayan kibirli insanlar. Ne çok mânâsı vardı şu ölümlü hayatın. Ne kadar çok kıymeti anlaşılmayan mücevherlerimiz vardı? Çok şey düşünüyordum ki arkadaşların ısrarla istedikleri hususi bir hatıramı yazmam aklıma geldi. Onlardan rastgele birini seçtim. Hatıraların hepsi de benim için kıymetliydi ama onların hatırı için, ne demek istediklerini tam olarak kestirmesem de benim için pek hususi olan bir hatıramı anlatmadan geçemeyeceğim. "Takısını takıyor,/Yüreğimi yakıyor,/Doğru gitmez yoluna,/Aval aval bakıyor!" *** 1988-89 seneleri... İFPAŞ, film projelerimizle alâkalı mühim bir iş için Ankara’ya gitmiştim. Yaz sıcaklığının bunaltıcı havasında dağınık, gri betonarme binaların belli belirsiz hayali gibi görünen Ankara,........
© Türkiye
