Adamın elimi içten, samimice sıkmasını hiç unutamıyorum...
"Ne yapsam acaba?" diyecekti ki telefonun çalmasıyla irkildi. Derin bir "oh" çekti. "Demek ki hâlâ beni bekleyenler varmış" dedi.
Avukat pencereye yöneldi. Elini siper edip gözlerini kısarak daha dikkatlice baktı etrafa. Kül rengi, yer yer fayans kaplı birer beton yığını gibi önünde duran granit bloklardan maada bir şey göremedi.
"Ne yapsam acaba?" diyecekti ki telefonun çalmasıyla irkildi. Derin bir "oh" çekti. "Demek ki hâlâ beni bekleyenler varmış" dedi. Koyduğu yerden klasörleri alarak kapıya doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı. Ben de hızla hareket edip kapısını açtım. Elindeki anahtarları alarak lambaları söndürdüm kilitledim.
Vedalaşırken esmer pos bıyıklı adamın elimi içten, samimice sıkmasını, ışıldayan gözlerle bana bakmasını hiç, ama hiç unutamıyorum.
İyi bak, bunlardan ibret al kardaş,
Cahiller âkile nasıl attı taş,
Kim kiminle yaptı böyle bir savaş?
Âti belli değil, mazi pek zahil.
Her şey karman çorman ehil, nâ ehil!
Sızladı yüreğim kalmadı hâlim,
Güzel insanları zem etti........© Türkiye
