menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Sana ışıklı ayakkabı almaya gidiyoruz Elif'ciğim..."

14 7
11.09.2025

Elif’ciği, abisini ve babasını da arabama alarak binbir düşüncelerle dolu daha önce tesbit ettiğim mağazalara gidiyoruz... Evet, İstanbul! Yine sendeyim ve bu sana selâmım olsun ey müşfik anne! Sana “müşfik anne” diyorum; çünkü hazret-i Mevlânâ gönüllü olan sen, sana gelen kimseyi geri çevirmedin bugüne kadar. Şahit ol ey İstanbul ben de benden yardım isteyenleri geri çevirmeyeceğim inşaallah. “Bütün dünya tek bir devlet olsaydı, başşehir İstanbul olurdu” diyen Napolyon haksız değildi. Tefekkür etmeyi oldum olası severdim. “Uyumak, nasıl şeydir sonsuz bir uykuda olmak?” diye düşündüm; kirpiklerime, simsiyah gür saçlarıma, utanınca al al olan yüzüme düşen yağmur damlası beni uyandırdığı zaman. İliklerime işleyen serinlik yüzünden kalkıp daha sıcak bir yer bulmalıydım ama sanki hiçbir yer az önce uyandığım yerden daha sıcak değildi. Damarlarımda gezinen kan bile henüz uykulu olduğundan ayağa kalkmak, altında böceklerin yaşadığı toprağa derince gömülmüş bir kayanın kıpırdatılmasından farksızdı. Neyse ki........

© Türkiye