Türkiye, egemenliğine uzanan ellere karşı devlet güvenliğini yeniden inşa ediyor
Türkiye uzun bir süredir yalnızca terör örgütleriyle değil, etki operasyonlarıyla da mücadele ediyor. Ancak bugün gelinen nokta, artık alışılmış güvenlik reflekslerinin çok ötesinde. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın son dönemde yürüttüğü operasyonlar, bu ülkenin istihbarat, yargı ve millî güvenlik mimarisinde sessiz ama köklü bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu operasyonlar sadece yolsuzluk ya da güç istismarı dosyaları değildir. Arkasında, Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda hedef alındığı çok katmanlı bir sızma stratejisi var. Son on yılda yaşadığımız her büyük kırılma -17-25 Aralık’tan 15 Temmuz’a, finansal manipülasyonlardan medya üzerinden yürütülen algı operasyonlarına kadar- aynı amaca hizmet etti: Türkiye’nin karar mekanizmalarını dış müdahaleye açık hâle getirmek. Bugün yürütülen hamle, bu açıkları kalıcı olarak kapatma girişimidir. İstanbul bu savaşın kalbi. Çünkü burası yalnızca bir metropol değil; finansın, yargının, medyanın ve istihbaratın kesişim noktası. Bu şehirde atılan her adım, devletin tüm damarlarına etki eder. Bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararlılığı sıradan bir yargı iradesi değil; devlet aklının yeniden tahkimidir. Yargı içindeki belirli kliklerin, yıllardır belli çıkar ağlarıyla ve zaman zaman da yabancı servislerle kurduğu dolaylı temaslar, Türkiye’nin ulusal güvenliğini sessizce zayıflatmıştı. Bugün yapılan, bu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein