menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Saldırıya karşı sağduyu, kaosa karşı kurumsal güç

11 1
06.05.2025

Geçtiğimiz gün, TBMM Başkan Vekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Merhum Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan fiziki saldırı, yalnızca bireysel bir şiddet vakası değil, Türkiye’de kamusal güvenlik refleksinin yeniden düşünülmesini gerektiren çok katmanlı bir hadise olarak önümüzde duruyor. Özgür Özel’in kimliğinden ve siyasi çizgisinden bağımsız olarak söylüyorum: Bu saldırı, hiçbir şekilde meşrulaştırılamaz, kabul edilemez. Çünkü mesele yalnızca bir kişiye değil, demokrasinin kendisine yönelmiştir... Üstelik saldırıyı gerçekleştiren şahsın geçmişi, olayın sıradan bir güvenlik açığı olmadığını ortaya koyuyor. Bu kişi yalnızca sabıkalı değil, aynı zamanda iki evladını öldürmüş bir katil! Şartlı tahliye, pandemi infaz düzenlemeleri gibi uygulamalardan yararlanarak dışarıda dolaşan bu şahıs, herhangi bir alanda değil, kamusal bir alanda cenazeye ve kamuoyunun önündeki bir siyasiye saldırıyor. Burada durup sormamız gerekiyor: Nasıl oldu da böylesine ağır suçlar işlemiş bir kişi, toplum içine bu denli rahat karışabildi? Ceza infaz sistemi ile kamu güvenliği arasındaki koordinasyon neden bu denli kopuk? Devletimizi yıpratmak istemeyiz, eleştirilerimizi yıkıcı değil yapıcı bir niyetle ortaya koyarız. Çünkü biliyoruz ki güçlü devlet, yalnızca kusursuz görünen değil, eksiklerini tamamlamaktan çekinmeyendir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Başkanlık Koruma Birimi Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı bugün dünya liderleri arasında ABD Gizli Servisi Secret Service ve Rusya Federal Koruma Servisi FSO koruma ajansı ile birlikte ilk üç arasında sayılıyor. Bu, devletimizin güvenliğe verdiği önemin ve profesyonel kapasitesinin somut göstergesidir. Bu yüksek standart, elbette yalnızca lider düzeyinde değil, halkla temasın olduğu her alanda hissedilmelidir... Saldırının ardından Sayın........

© Türkiye