Doğu Akdeniz’de Türk egemenliği: Sandıkta Kıbrıs’ın kararı
Doğu Akdeniz…Yüzyıllardır imparatorlukların kesişim noktası, stratejik yolların kalbi. Bu coğrafyada egemenlik yalnızca toprak meselesi değil; aynı zamanda irade, varlık ve onur meselesidir. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sandığa gidecek her seçmen, yalnızca bir cumhurbaşkanı seçmeyecek; aynı zamanda adanın geleceğini, Türk milletinin Doğu Akdeniz’deki yerini ve bölgedeki güç dengesinin seyrini tayin edecektir. Kıbrıs’ın siyasi tarihi, 1959 Londra Anlaşması’ndan 1974 Barış Harekâtı’na uzanan bir direniş ve onur hikâyesidir. Aradan geçen on yıllar, bu mücadelenin uluslararası platformlarda hakkıyla takdir görmediğini gösterdi. Rum tarafı Avrupa Birliği üyesi yapılarak ödüllendirilirken, Türk tarafı izolasyonlara, ambargolara ve diplomatik yok saymalara mahkûm edildi. Bu çifte standardın karşısında duran irade, bugün Ersin Tatar’ın temsil ettiği iki devletli çözüm vizyonudur. Tatar’ın tezinin özünde basit ama güçlü bir gerçek yatıyor: Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi, iki ayrı egemen irade vardır. Federal çözüm adı altında yıllardır dayatılan birlik projeleri, Türk varlığını Rum çoğunluğunun siyasi tahakkümü altına sokma girişimlerinden başka bir şey değildir. Bu nedenle iki devletli formül bir tercih değil; tarihî bir zorunluluktur. Ancak bu seçim, yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda demografik bir sınavdır. KKTC’nin güncel nüfusu yaklaşık 476 bin olarak tahmin ediliyor. 1974 sonrası Türkiye’den gelen vatandaşların ve son yıllarda yerleşen yabancı seçmenlerin varlığı, adadaki sosyolojik dokuyu önemli ölçüde değiştirdi. Özellikle seçim listelerinde yer alan yaklaşık 5 bin Pakistanlı seçmen, hem iş gücü hem de toplumsal aidiyet........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein