CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali: Bir partinin iç hesaplaşması ve hukukun zaferi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul İl Kongresi’nin mahkeme kararıyla iptal edilmesi, salt bir parti içi mesele değildir. Bu karar, Türkiye’de hukukun üstünlüğünü ve devletin kurumsal işleyişini bir kez daha teyit eden tarihî bir gelişmedir. Fakat asıl mesele, CHP’nin uzun süredir içine sürüklendiği hizipçilik, şaibe ve parti içi operasyonların artık yargı duvarına toslamış olmasıdır. 2023’te yapılan İstanbul İl Kongresi, daha ilk gününden itibaren gölgelerle başlamıştı. Delege seçimlerinde usulsüzlük iddiaları, blok listelerle yapılan manipülasyonlar ve kapalı kapılar ardında yürütülen hesaplar, partinin kendi iç hukukunu hiçe saydığını göstermişti. O gün atılan yanlış adımlar, bugün gelinen noktanın temelini oluşturdu. Mecelle’nin kaidesiyle söylersek: “Mevrid-i nasda içtihada mesağ yoktur.” Hüküm açıksa, yorumun ve siyasallaştırmanın manası yoktur. Bugün mahkeme de sadece bu yalın gerçeği tescil etmiştir. Aslında düğme en baştan yanlış iliklendi. 38. Olağan Kurultay sürecinde, İstanbul delegelerinin belirlenmesi aşamasındaki şaibeli kongre, sadece bir il başkanlığı yarışı değil; Ekrem İmamoğlu’nun partiyi kontrol altına alma, kadroları kendi ekibiyle donatma girişimiydi. Kılıçdaroğlu’nun kaybı da, kurultayın atmosferi de bu şaibeli zemin üzerinde şekillendi. Bir anlamda, CHP’nin tecrübeli lideri kendi partisinde kurulan kumpasın kurbanı oldu. Bugün gelinen noktada, mahkemenin iptal kararı, sadece........
© Türkiye
