menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki bahr arasında bir gevher-i yekpare

22 0
26.04.2025

23 Nisan’dan itibaren Türkiye’de gündem değişti. Türkiye’nin GSYH’sinin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan bir metropolde yaşanan 13 saniye süren 6,2’lik deprem bütün beklentileri değiştirdi. Ne siyaset kaldı ne boykot ne miting, kimsenin artık bunlara bakacak hâli yok, herkes canının derdine düştü. Afet yönetimi artık sa­dece ‘acil durumlar’ için değil, ekonomik sür­dürülebilirlik için de temel bir strateji hâline geldi. Depreme hazırlık bir seçenek değil, millî bir zorunluluktur. 1999’da yaşanan felaket korkusu yeniden canlandı. Allah’a şükürler olsun, can kaybı yaşanmadı. Ancak panik, trafikteki kilitlenme, insanların evlerini terk edip açık alanlara çıkması, kamu kurumlarındaki tahliyeler bize acilen İstanbul’un depreme hazırlanması gerektiğini gösterdi. İstanbul, tek başına Türkiye ekonomisinin yaklaşık üçte birini, ihracatın ise yarısını temsil ediyor. Türkiye; finans merkezi, limanları, dev üretim kapasitesi, ulaşım ağları ve kamu kurumlarının önemli bir kısmının varlığı ile başlı başına bir ülke konumunda. İstanbul'da kentsel dönüşüm için toplam maliyet 3 trilyon lirayı buluyor. İstanbul'da güncellenen rakamlarla birlikte 1,5 milyon binanın dönüşmesi gerekiyor. Ve........

© Türkiye