Su!
“Biz her şeyi Su’dan yarattık” (Âyet-i kerime) Bu âyet-i kerime, Kur’ân-ı kerimin en derin sırlarından birini fısıldar. Su, yalnızca hayatın maddi temelini değil, aynı zamanda ruhun arayışını, kalbin teslimiyetini ve varoluşun hikmetini de temsil eder. Bu kutlu sözün hikmetini, modern çağın gölgesinde yeniden keşfetmenin zamanı gelip geçiyor zira musluktan akan suyun bereketini, yağmurun rahmetini unutan insan yığınları suyun rahmetinden bihaber yaşıyor! Oysa su, Yüce Allah’ın bize sunduğu en büyük nimetlerden biridir. Öyle ki su hem bedene hem ruha hem de hayatın kendisine can verir. Bilim, âyetin işaret ettiği hakikati yüzyıllar sonra doğrulamıştır. İnsan vücudunun yaklaşık p’i sudur; yeryüzünün dörtte üçü sularla kaplıdır. Hücrelerimizin her birinde su, hayatın ritmini sürdürür. NASA’nın uzayda hayat arayışı, suyun izini sürmekten ibarettir. Bu, âyetin bilimsel bir gerçekle nasıl örtüştüğünü gösterir: Su, varoluşun temel taşıdır. Su, yalnızca biyolojik bir ihtiyaç değildir. İslam’da su, arınmanın, yenilenmenin ve teslimiyetin sembolüdür. Abdest, bedeni ve ruhu paklar. Yağmur, Kur’ân’da rahmet olarak anılır; toprağı diriltir, dünyaya can verir. Tasavvuf erbabı, suda tevazuun sırrını görmüştür. Su, en derin yerlere akar zira su derinliktir. Her şekle........
© Türkiye
