menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne Kandil, ne Sincar, ne Ayn el-Arab…

15 1
09.01.2025

Bölücü terör örgütü PKK/YPG, artık duvara dayandığını görüyor ancak bunu kabullenmek istemiyor!.. ABD’ye, İsrail’e, İran’a, Fransa ve Almanya’ya ve diğerlerine imdat çağrılarıyla hayatta kalmaya çalışıyor.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE hedefi için atılan ve atılacak olan adımları hâlâ tam olarak anlamayan veya anlamak istemeyenler var… Hâlbuki, en başından beri söylenen şudur: Ortada bir müzakere ve pazarlık süreci yoktur ve bundan sonra olması da söz konusu değildir. Peki, söz konusu olan nedir? Evet, bunu nihai neticesiyle değerlendirmek gerekiyor: Terör belasının kökünden ve kalıcı biçimde ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için de bölücü terör örgütünün, kayıtsız şartsız olarak silah bırakıp, kendisini feshetmesidir. Meselenin özü, önü-arkası bundan ibarettir. Ama bazıları bunu ya tam anlamamış veya anlamak istemiyor… Birinci şıkka örnek İyi Parti’nin verdiği tepkidir. Ortada olmayan bir şeyi varmış gibi görüp, onun üzerinden tarihî olaylara da gönderme yaparak sözde bir ihanet projesi üretmek şeklinde özetlenebilecek bahse konu tepki, sadece Cumhur İttifakı'nı değil, Millet Meclisi'nde temsil edilen diğer siyasi partileri de pekâlâ itham altında bırakmaya yönelik bir çıkıştır. PKK Elebaşı Öcalan ile görüşen DEM Parti heyetinin bilgilendirme temaslarını, bir pazarlık süreci olarak sunup, bu vadide görüşmeyi kabul edenleri de “Cumhuriyet Düşmanları” parantezine almış oluyor. Musavat Dervişoğlu, parti grup konuşmasında Beştepe-Balgat-İmralı üçgeninden bahsetti, velakin Türkiye’nin üniter yapısını bozmaya dönük ve ona göre ihanet projesi olan yeni paradigmayı görüşmek suretiyle, diğer partiler de aynı suça iştirak etmiş bulunuyor. Dervişoğlu’nun “onursuz siyaset” diye çok ağır ifadelerle nitelendirmeye kalktığı temas trafiği, İyi........

© Türkiye