menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Medeniyet dediğin…

41 12
04.05.2025

Güzel çizgi filmdi… “Heidi... hayyyyyyyyyyydiii... deine welt sind die bergeee, Heidiii, Hayydiii…”
Çocukken Heidi’yi izleyenler, Alp dağlarının o özgür ruhlu, al yanaklı kızıyla içten içe bir bağ kurmuştur mutlaka. Hani şu ayakkabı giymeyi sevmeyen, çıplak ayakla dağ bayır dolaşan sevimli kız… Ama gelin görün ki, Heidi’nin bu ‘özgürlük’ hâli belki de sadece bir tercih değil, gözlerden kaçan büyük bir acının simgesiydi. Heidi’nin yazarı Johanna Spyri, 53 yaşındayken kaleme aldığı bu hikâyede aslında İsviçre’nin o dönem ‘konuşulması bile tabu olan’ bir yarasına parmak basıyordu: Verdingkinder, yani “sözleşmeli çocuklar.” Daha açık bir ifadeyle; yoksul, yetim, gayrimeşru ya da “uygunsuz” ailelerden gelen çocukların, kilise ve devlet eliyle........

© Türkiye