menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sözde “Açılım- Barış-Çözüm Süreci”, Milli Egemenlik ve Emperyal Stratejiler: Türkiye’nin Güvenlik Politikaları Üzerine Bir Değerlendirme

9 10
17.05.2025

Türkiye’nin ulusal güvenlik politikaları bağlamında sözde “açılım- barış süreçlerinin” nasıl bir stratejik araç haline gelebileceğini bilmek gerekir. Emperyal güçlerin müdahale biçimleri, özellikle terör örgütü PKK gibi yapılar üzerinden yürütülen vekâlet savaşları, Türkiye’nin egemenlik alanında ciddi tehditler yaratmaktadır. Bu bağlamda, “açılım-barış-çözüm “ söyleminin yalnızca iyi niyetli bir arayış olmayıp, kimi zaman karşı tarafın siyasi ve psikolojik hazırlıklarını tamamlamasına fırsat sağlayan bir manevra alanı olarak kullanıldığı bilinmektedir .

ABD başta olmak üzere Batılı emperyal güçlerin Ortadoğu’daki politikaları, çoğu zaman etnik ve mezhepsel gerilimleri tetikleyerek bölge devletlerinin iç işlerine müdahale etme stratejisi gütmektedir. Terör örgütü PKK bu bağlamda, Türkiye’nin iç güvenliğini tehdit eden bir unsur olmanın ötesinde, küresel güçlerin bölgedeki vekil aktörlerinden biri olarak konumlandırılmaktadır. Bu durum, “açılım-barış-çözüm “ söyleminin bu aktörlerce taktiksel olarak kullanılmasına yol açabilmektedir.

“Açılım- Barış-Çözüm ” süreçleri genellikle demokrasi, insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde sunulsa da, bazı durumlarda bu söylemler toplumları rehavete iterek ulusal direnci zayıflatabilmektedir. Özellikle terör örgütlerinin emperyalizmin emriyle yaptıkları “açılım- barış-çözüm ” talebi, çoğu zaman güç kazanma, mevzi oluşturma ve yeniden yapılanma için zaman kazanma aracı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, devlet aklının ve milli güvenlik kurumlarının ve milletin bu süreçleri dikkatle analiz etmesi gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgeleri olan Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası, ülkenin üniter yapısını ve egemenliğini esas alır. Bu belgelerin........

© Turkish Forum