İran’ın İsrail’e Darbesi ve Türkiye’nin Stratejik Üstünlüğü
Orta Doğu’nun siyasi ve askeri dengeleri, tarih boyunca sürekli bir gerilim kaynağı olmuştur. İran ve İsrail arasındaki ilişkiler, bu gerilimlerin en belirgin örneklerinden biridir. Son 12 günlük savaş, iki ülkenin askeri ve diplomatik kapasitesini sınamış ve özellikle İran’ın uyguladığı stratejik darbeler, İsrail’in hem iç düzenini hem de uluslararası pozisyonunu ciddi biçimde etkilemiştir.
İran’ın stratejik hamleleri, sadece askeri operasyonlardan ibaret değildi; aynı zamanda psikolojik ve diplomatik bir boyut taşıyordu. Halkın sığınaklara yönelmesi, askerlerin görevden kaçması ve hükümetin dış müdahaleye bağımlılığı, İsrail’de koordinasyon eksikliğinin ne kadar kritik sonuçlar doğurabileceğini gösterdi.
İran, İsrail’e karşı uzun yıllardır kapsamlı bir strateji geliştirmiştir. Bu strateji, doğrudan askeri operasyonların yanı sıra, İsrail’in iç güvenlik sistemlerini hedef alan psikolojik ve diplomatik hamleleri de içermektedir. Son savaşta İran’ın füzeleri ve istihbarat operasyonları, İsrail’in sınır güvenliği ve kritik altyapısını ciddi şekilde test etmiştir.
Füze saldırıları ve hava operasyonları, İsrail’in hava savunma sistemlerini zorlamış ve bazı bölgelerde etkisiz kalmasına neden olmuştur. Bu durum, İran’ın sadece askeri değil aynı zamanda psikolojik üstünlük sağlamayı amaçladığını ortaya koymaktadır. İsrail halkı ve askerleri, bu operasyonlar karşısında ciddi bir baskı altında kalmıştır.
Halkın tepkisi, İran darbelerinin en görünür sonuçlarından biridir. Yaklaşık 5 milyon kişi güvenli bölgelere kaçış planları yapmış, 400.000 kişi Mısır, Ürdün ve Kıbrıs’a göç etmiştir. Bu kitlesel hareketlilik, kriz yönetiminde yaşanan eksiklikleri ve halkın güvenlik algısındaki zafiyetleri göstermektedir.
Diplomatik boyut da darbelerin etkisini artırmıştır. Netanyahu liderliğindeki hükümet, ABD ve Batılı müttefiklerden yardım talep etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, İsrail’in kendi stratejik kapasitesindeki sınırlılıkları ve dış desteğe bağımlılığını ortaya koymaktadır. İran, bu süreçte yalnızca sahada değil, diplomatik ve psikolojik alanda da üstünlük sağlamıştır.
İran darbeleri sırasında İsrail’de yaşanan kaos, çok boyutlu bir kriz tablosu oluşturmuştur. Halk, sığınaklara yönelmiş ve günlük yaşam neredeyse tamamen durmuş durumdadır. İnsanlar temel ihtiyaçlarını bile risk alarak karşılamak zorunda kalmıştır.
Orduda yaşanan düzensizlikler, kaosun ikinci boyutunu oluşturmuştur. Yedek askerlerin görevden kaçması, bazı birliklerin emirleri yerine getirmekte gecikmesi ve........
© Turkish Forum
