Dijital Çağda Çocuk ve Gençler: Ekran Bağımlılığı, Dijital Zehirlenme ve Toplumsal Tehditler
Dijital teknolojilerin hayatımızdaki yeri her geçen gün artmakta ve özellikle çocuklar ile gençler için neredeyse vazgeçilmez bir araç hâline gelmektedir. İnternet, mobil cihazlar, sosyal medya platformları ve video oyunları, öğrenme, iletişim ve eğlence açısından büyük fırsatlar sunarken, aynı zamanda ciddi riskler de barındırmaktadır. Bu riskler yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal ve kültürel boyutlarda da etkili olmaktadır. Çocukların bilişsel ve duygusal gelişimi henüz tamamlanmamış olduğu için dijital ortamda maruz kaldıkları olumsuz içerikler, onların psikolojik ve sosyal gelişimini derinden etkileyebilir (Kuss & Griffiths, 2015).
Dijital bağımlılık ve ekran zehirlenmesi, modern çağın en kritik sorunlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Aşırı ekran kullanımı, yalnızca fiziksel sağlık üzerinde değil, aynı zamanda zihinsel sağlık, sosyal ilişkiler ve akademik performans üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Çocukların ekran başında geçirdiği süre arttıkça, gerçek dünya deneyimlerinden uzaklaşmaları, sosyal becerilerinin zayıflaması ve empati yetilerinin körelmesi gibi sorunlar da ortaya çıkmaktadır (Twenge, 2017).
Bunun yanında dijital platformlarda karşılaşılan dolandırıcılık, sahte profiller, şiddet içerikleri, ahlaki olmayan bilgiler ve kumar gibi unsurlar, gençlerin doğru karar verme mekanizmalarını bozmakta ve onları çeşitli risklere açık hâle getirmektedir. Özellikle bazı gençler, internet üzerinden kötü niyetli gruplara veya şiddet içerikli topluluklara katılarak sosyal kabul ve aidiyet arayışına girebilir; bu durum, bağımlılık riskini ve psikolojik zararları artırır (Livingstone & Smith, 2014).
Bu makalede, çocuklar ve gençler için dijital riskler kapsamlı bir şekilde ele alınacak, kültürel ve kimlik boyutları incelenecek, ekran bağımlılığı ve dijital zehirlenmenin psikolojik ve toplumsal etkileri tartışılacak ve aileler, eğitimciler ile toplum için çözüm önerileri sunulacaktır. Böylece, dijital çağın getirdiği fırsatlar ve tehlikeler arasında dengeli ve bilinçli bir yaklaşım geliştirilmesine katkı sağlanacaktır.
Dijital Zehirlenme ve Ekran Bağımlılığı
Dijital zehirlenme, bireylerin aşırı ve kontrolsüz ekran kullanımı nedeniyle fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıklarının bozulmasını ifade eder. Bu durum, özellikle çocuklar ve gençler için ciddi sonuçlar doğurur. Ekran bağımlılığı, video oyunları, sosyal medya ve dijital içeriklerle yoğun etkileşim sonucu dopamin ödül sistemi üzerinde sürekli uyarılma yaratır ve bireyin kontrol mekanizmasını zayıflatır (Kuss & Griffiths, 2015).
Belirtiler arasında uyku bozuklukları, dikkat eksikliği, akademik başarı düşüşü, sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve duygusal dalgalanmalar yer alır. Araştırmalar, günde üç saatten fazla ekran süresi olan çocukların anksiyete, depresyon ve yalnızlık riskinin belirgin şekilde arttığını göstermektedir (Twenge, 2017).
Sosyal medya platformları ve online oyunlar, gençlerin kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslamasına ve düşük özsaygı geliştirmesine neden olabilir. Bu durum, özellikle kimlik gelişim sürecinde olan bireyler için olumsuz etkiler yaratır. Dijital ortamda geçirilen zaman, gerçek yaşam deneyimlerini sınırlayarak bireyin empati, iletişim ve problem çözme becerilerini zayıflatır (Livingstone & Smith, 2014).
Ekran bağımlılığı, bireyin yalnızca kişisel yaşamını değil, aile ve toplumsal ilişkilerini de etkiler. Aile içi iletişimin azalması, gençlerin gerçek dünyadaki sosyal destek sistemlerinden uzaklaşması ve toplumsal uyum becerilerinin zayıflaması, dijital zehirlenmenin uzun vadeli etkileri arasında yer alır. Ayrıca, bazı gençler dijital topluluklarda kendilerine aidiyet sağlayan kötü gruplara katılarak bağımlılık geliştirebilir; bu durum, bireysel ve toplumsal riskleri artırır (King, Delfabbro & Griffiths, 2019).
Dolandırıcılık ve Sahte Profiller
Dijital ortamlar, özellikle sosyal medya ve oyun platformları, çocuklar ve gençler için çeşitli dolandırıcılık riskleri taşır. Fake profiller, oltalama ve sosyal mühendislik gibi yöntemler, bireylerin kişisel bilgilerini ele geçirmek için kullanılmaktadır (Livingstone & Smith, 2014).
Çocuklar, sanal dünyadaki arkadaşlık tekliflerini ve oyun içi ödül vaatlerini gerçekçi bir şekilde değerlendiremeyebilir. Bu durum, kişisel bilgilerinin kötüye kullanılmasına ve maddi kayıplara yol açabilir. Gençler, güvenlik farkındalığı eksik olduğundan, sahte içeriklere karşı savunmasızdır.
Sosyal medya........
© Turkish Forum
