menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2 Temmuz 1993: Sivas’ta Yanan Sadece 35 Can Değil, İnsanlıktı

12 0
29.06.2025

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Madımak Oteli’nde gerçekleştirilen katliam, yalnızca 35 insanın hayatını kaybettiği bir saldırı değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri olan laiklik, hukuk devleti ve toplumsal barışa karşı yönelmiş sistematik bir eylemin sonucudur. Bu olay, sadece bireysel ya da münferit bir nefret suçunun değil, uzun yıllardır devletin kritik yapıları içerisine sızmış örgütlü karanlık yapılar ve küresel güç odaklarının etkisiyle gelişen bir süreçtir.

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan olay, yalnızca o gün hayatını kaybeden 35 canın değil; Türkiye’deki laik hukuk devleti ilkesinin de ateşe verilmesidir. Olay, bir yönüyle mezhep temelli bir saldırı olarak değerlendirilse de, esasen çok daha derin ve yapısal köklere sahiptir. Bu bağlamda, Madımak Katliamı, Türkiye’de dinci gericiliğin kitlesel şiddet aracılığıyla eyleme döküldüğü bir dönüm noktasıdır.

Tarihsel ve Siyasal Arka Plan

Sivas Katliamı, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında yeniden şekillenen devlet-toplum ilişkilerinin ve dini temelli cemaat yapılanmalarının sistemli biçimde desteklenmesinin doğrudan bir sonucudur. 1950’li yıllarda ABD destekli Kontrgerilla yapılanması olarak Türkiye’ye entegre edilen Gladyo, sadece askeri alanda değil, dini-sosyal yapılar içinde de etkili oldu[^1].

Özellikle 1980 sonrası dönemde, Türkiye’de Atatürkçü laik rejimin zayıflatılması hedeflenmiş, eğitim kurumlarından medya yapısına kadar pek çok alanda dini örgütlenmelerin önü açılmıştır. Bu ortamda, toplumsal hafızada derin izler bırakan Sivas Katliamı, sadece yerel radikal unsurların değil, bu unsurları yıllarca besleyen ideolojik ve stratejik bir yönlendirme sisteminin ürünüdür[^2].

Katliamın İdeolojik Kodları

Sivas’ta atılan “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak!” sloganı, yalnızca kışkırtıcı bir ifade değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarına yönelik açık bir meydan okumadır. Bu sloganla, Atatürk’ün kurduğu laik ve bağımsız devlet yapısına yöneltilen saldırının ideolojik içeriği ortaya konulmuştur. Katliam sırasında güvenlik güçlerinin pasif tutumu ve etkin bir müdahalede bulunulmaması da bu yapısal........

© Turkish Forum