menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Semih Kaplanoğlu’na Manaki Kardeşler’den Onur Ödülü: Sessiz Bir Kutlama

10 0
12.10.2025

Sessiz bir ödülün hikayesi:
Semih Kaplanoğlu ve Manaki’nin Işığı

Bazen bir ödül, alkıştan çok sessizlikte yankılanır…

Türk sinemasının içe dönük ama dünyaya açık yönetmenlerinden Semih Kaplanoğlu, bu yıl 46’ncı Manaki Kardeşler Uluslararası Görüntü Yönetmenleri Film Festivali‘nde “Altın Kamera 300” Dünya Sinema Sanatına Olağanüstü Katkı Özel Ödülü‘yle onurlandırıldı.

Ne var ki bu haber, Türkiye’nin kültür sayfalarından sessizce geçip gitti, neredeyse hiç yankı bırakmadan!

Kuzey Makedonya’nın Manastır (Bitola) kentinde düzenlenen festival, sinema tarihinin ilk görüntü yönetmenleri sayılan Manaki Kardeşler‘in adını taşıyor ve her yıl dünya sinemasına yön veren ustaları onurlandırıyor.

Kaplanoğlu da ödülünü, Manastır’daki tarihi Centar za Kultura sinema salonunda düzenlenen törende aldı. Festival yönetimi, yönetmenin “insana, maneviyata ve doğayla kurduğu sahici ilişkiye dair sinemasal dili” gerekçesiyle bu özel ödülü kendisine verdi.

Sinema, insanın kendini ve evreni yeniden anlamlandırma biçimidir. Bu ödülü, bütün bu anlam çabalarının bir yankısı olarak alıyorum…” diyen Semih Kaplanoğlu törende yaptığı kısa konuşmasında şunları söyledi:

“Sahnelere çağrıldığımda ve çıktığımda genellikle çok kısa teşekkür edip giderdim. Ama bu sefer biraz farklı. Çünkü hem verilen bu ödülün anlamı büyük hem de bu ödülün pek çok paydaşı var; onları anmadan ve onlara da teşekkür etmeden buradan gitmek istemiyorum. Bitola’da sinemanın bu topraklardaki ölçüleri Manaki Kardeşler’in şehrinde bu ödülü almak benim için büyük bir onur. Sinema, ışık ve gölgenin, sessizlik ve sesin, hatıra ile düşlerin dili oldu hayatımda. Çünkü sanat, insanın tekamülünde katkı sağlayan en derin yollardan biri. Modern Türkçe’nin büyük sufi şairi Yunus Emre’nin dediği gibi; ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir…’ Sinemanın bize sunduğu şey de budur: Kendimizi, birbirimizi ve hakikati bilmenin bir yoludur.

Bu yolculukta bana sinemayı sevdiren ustalara; Türk yönetmenler Metin Erksan ve Ömer Lütfi Akad’a, sinemanın hakikatini öğrendiğim Bresso”a (Robert), Tarkovsky’e (Andrei), Abbas Kiarostami’ye teşekkür ediyorum.

Çocuk yaşımda beni Michelangelo, Werner, Rembrandt ile tanıştıran, fotoğraf çeken ve daha dokuz yaşımda elime 8 mm kamera tutuşturan rahmetli babama, beni yalnızca Türkçe’ye değil Tolstoy ve Dostoyevski’ye de götüren anneme şükranlarımı sunarım.

Ve en büyük teşekkürüm, en zor günlerde yanımda olan, umutsuzluğa düştüğümde bana güç veren, her türlü imkansızlıkta destek olan esin kaynağım, senaryolarımızı birlikte yazdığımız sevgili eşim, edebiyatçı Leyla’ya (İpekçi) hayat yoldaşıma, ışığıma…

Filmlerimde benimle birlikte ışığı ve gölgenin, insan yüzünün ve eşyanın esrarını anlamaya çalışan değerli görüntü yönetmenlerim, Hayk Kirakosyan, Özgür Eken, Barış Özbiçer ve ışık şeflerim ile set amirlerime, oyuncularıma ve tüm emekçilere teşekkür ediyorum.

Bu ödül hepimizin ortak emeğinin nişanesi. Ve son olarak bu ödülü İsrail güçleri tarafından öldürülen kadın sinema........

© Turkish Forum