menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eşi bulunmaz mizahçı Aziz Nesin’i ölümünün 30.yıldönümünde ‘Eşi Bulunmaz Bir Cimri’ ile anarkan!

6 0
09.07.2025

2 Temmuz 1993 günü 35 kişi yakılarak katledildiği Sivas Madımak Oteli’nde ölümden kurtulmuş olan Aziz NESİN 6 Temmuz 1995 günü kalp krizinden 80 yaşında uçmağa varmıştı.Kurduğu Vakıf eliyle tüm maddi varlığı ile vücuda getirdiği Çatalca Çocuk Köyünü Türk çocuklarına armağan eden Aziz NESİN’i

” EŞİ BULUNMAZ BİR CİMRİ” öyküsüyle saygıyla anıyorum.06.06.2025 Pazar

***

EŞİ BULUNMAZ BİR CİMRİ

Yunan ordusu 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmişti.
1919 yılının 26 Mayıs günüydü. Yunan ordusu İzmir’i işgal edeli onbir gün olmuştu .Ama İstanbul’daki Padişah hükümeti, Yunanlılara karşı direnilmesini istemiyordu.
Yüzyetmişikinci(172.) Alay Komutanı Yarbay Ali Bey (Çetinkaya)(**), işgalci Yunanlılara karşı koymaya, düşmana karşı direnmeye karar verdi.
(Öykünün tamamı aşağıda)

*****

Aziz NESİN-EŞİ BULUNMAZ BİR CİMRİ..
Yunan ordusu 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmişti. Bu sırada Ayvalık’ta Türk ordusunun Yüzyetmişikinci Alay’ı vardı. Yüzyetmişikinci Alay’ın komutanı Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey’di. Bu alayın erlerinin çoğu, Büyük Dünya Savaşı’na katılmış gazilerdi. Bu erler, askerlik görevlerini bitirdiklerinden, bikaç gün sonra terhis olup köylerine döneceklerdi. Evlerine gidecekleri için sevinçliydiler.

O günlerde Ayvalık koyuna iki Yunan torpidosu gelip demirlemişti. Bu torpidolarda Yunan deniz erlerinden başka, Yunan piyade erleri de vardı. Gemilerde piyade erlerinin bulunması, Yunanlılar’in Ayvalık’a asker çıkaracaklarını gösteriyordu.

Yüzyetmişikinci Alay Komutanı Yarbay Ali Bey, işgalci Yunanlılar’a karşı koymaya, düşmana karşı direnmeye karar verdi. Ama İstanbul’daki Padişah hükümeti, Yunanlılar’a karşı direnilmesini istemiyordu.

Yarbay Ali Bey, Yüzyetmişikinci Alay’ın erlerini, erbaşlarını, assubay ve subaylarını toplayıp onlara şöyle dedi:

— Arkadaşlar! Biliyorum, Büyük Savaş’ın yorgunluğunu bile daha üzerinizden atmadınız. Büyük Savaş’ta silah arkadaşlarınızdan çoğu şehit düştü. Sizler de kanlarınızı döktünüz. Sizlerden artık hiçkimsenin bir görev istemeye hakkı yoktur. Bikaç gün sonra terhis olup köylerinize gidecek, evlerinize dönecek, ailelerinize kavuşacaksınız. Ama biliyorsunuz, İzmir’imizi düşman işgal etti. İşte görüyorsunuz, karşımızda da düşmanın iki savaş gemisi duruyor. Belki bugün, belki yarın, bu iki düşman gemisi Ayvalık’ı top ateşine tutacak. Yunan askerleri Ayvalık’ı da işgal edecek. Biz, yurdumuzun bu bölümünü düşmana bırakıp evlerimize gidemeyiz. Bu görevi sizden ben istemiyorum, anayurt istiyor. Yurdumuzu savunmak için benimle burda kalıp savaşmak isteyenler şu yana geçsinler. “Hayır, biz savaşmaktan çok yorulduk. Bundan sonra artık askerlik yapmayız” diyenler de haklıdırlar. Onlar da silahlarını bıraksınlar, gülegüle evlerine gitsinler!

Yarbay Ali Bey, yüzü gülmez, sert görünüşlü, duygularını dışa vurmaz bir askerdi. Ama erlerine bu sözleri söylerken o denli duygulanmıştı ki, gözleri buğulanmış, sesi titremişti. Dudaklarından bir hece daha çıksa, yıllarca savaş alanlarında vuruşmuş o yiğit yarbayın gözlerinden yaşlar boşanacaktı.

Komutanlarının bu sözü üzerine, Yüzyetmişikinci Alay’ın tek eri bile silahını bırakmadı. Hepsi birden, yurtlarını savunmak için, alay komutanlarının gösterdiği yana geçti. Hükümet, işgalci Yunanlılar’a karşı direnilmesini istemediğine göre, direnişe geçen Yüzyetmişikinci Alay, hükümete karşı geliyor demekti. Bu durumda hükümet Yüzyetmişikinci Alay’ın gereksinmelerini karşılamayacak, giderlerini sağlamayacaktı. Alaydaki subayların, assubayların, erlerin yiyecekleri, giyecekleri, yakacakları, yunacakları, sonra hayvanların yemleri kısacası bütün bu gereksinmeler nasıl, nerden sağlanacaktı?

1919 yılının 26 Mayıs günüydü. Yunan ordusu İzmir’i işgal edeli onbir gün olmuştu. İşte o gün Yarbay Ali Bey atına atlayıp Ayvalık’tan Burhaniye’ye geldi. Burhaniye’deki tanıdıklarından zeytinyağı fabrikası sahibi Ali Osman Ağa’yla bu konuyu konuştu. Ali Osman Ağa, Burhaniye’nin ilerigelenlerini çağırdı. Tüccar Hacı Tali Bey’in yazıhanesinde gizli bir toplantı yaptılar. Yarbay Ali Bey, o toplantıda bulunanlara şöyle dedi:

— Burhaniyeliler, alayımın her türlü gereksinmesini sağlarsa, yiyeceğini, giyeceğini, hayvan yemini verirse, ben hükümete karşı gelip alayımla düşmana karşı direneceğim.

........

© Turkish Forum