menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dünyayı kusturan soykırımcı İsrail hesap vermeli!

26 1
16.10.2025

“Terörsüz Türkiye ve Birlik Ruhu” isimli kitap çalışmamdan dolayı ara verdiğim yazılarıma bugün tekrar başladım. Türkiye’de ve dünyada gündem konusu çok. Dünyanın odaklandığı ve Türkiye’nin de büyük hassasiyet gösterdiği Gazze’deki son gelişmelere değinmek istiyorum.
7 Ekim 2023’ten itibaren ateş, Gazze’nin bağrına düştü.
Hem de öyle bir ateş ki… Tonlarca bomba, ölüm kusan bir vahşet…
İsrail askerleri, karşılarına çıkan her canlıyı acımasızca katletti. Kediye, köpeğe, koyuna, ata bile tahammül edemediler; ağaçları ezdiler, yaktılar, köklerinden söktüler. “Bu bebektir, çocuktur” demeden, masumiyete aldırmadan saldırdılar.
Dahası, “İleride intikam alır” korkusuyla çocukları öncelikli hedef seçtiler. Sapkın İsrail askerleri “Öldürmek için çocuk arıyoruz” diye haykırırken, sapkın hahamlar “Gazze’deki tüm çocuklar öldürülmeli” diyerek videolar çekti. Kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden herkese bomba yağdırdılar.
ABD’li Yahudi Profesör Norman Finkelstein “İsrail yapısı itibariyle akıl hastası bir devlettir. Kelimesi kelimesine soykırımcı ve akıl hastası bir devlet. Gazze'deki herkes masumdur. Herkes yaşamayı hak ediyor. İsrailli askerler, hobi olarak çocukları katlediyor.” derken tam tamına bir İsrail tarifi yapmaktadır.
Amaçları, Gazze’yi kökten yok etmek, bir soykırımla Filistin direnişini tarihten silmekti.
Oysa Gazzeliler öldükçe dirildi; Gazze yıkıldıkça yeniden ayağa kalktı.
Dünyanın dört bir yanında, Gazze’yi daha önce tanımayan, bilmeyen ama vicdanı olan herkes, Gazzeli oldu.
Dünya, İsrail’in gerçek yüzünü, vahşi ve sapkın genetiğini nihayet gördü.
İlk zamanlar sessizliğe gömülen dünya, zaman ilerledikçe bu vahşete karşı sessiz kalmadı.
ABD ve İsrail’i ateşkese zorlayan, “savaş bitti” dedirten şey; yükselen bu küresel öfkeydi.
Batı’da yüz binlerin katıldığı İsrail karşıtı protestolar, bazı devletlerin İsrail’e yönelik yaptırım kararları, Filistin’i devlet olarak tanıma çağrıları, dünyaca ünlü sanatçıların, aydınların, bilim adamlarının, siyasetçilerin, futbolcuların tepkileri ve Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler kürsüsünde boş bir salona konuşması…
Dahası, dünyanın çeşitli ülkelerinden yola çıkan Sumud Filosu’nun Gazze’ye doğru ilerleyişi, ABD ve İsrail’i ateşkese zorlayan en önemli etkenlerden biri oldu. Çünkü her geçen gün artan vahşet, İsrail’in Gazze’de açık bir soykırım yürüttüğünü bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyordu.
Bugüne kadar İsrail’in tüm saldırılarını “Biz ortada bir soykırım görmüyoruz” diyerek meşrulaştıran, hatta bu vahşetin gerçekleşmesini sağlayan silahların ve bombaların p’ini sağlayan ABD ile kudurmuşçasına Gazze’ye saldıran İsrail, artık dünyada tutunacak bir dal bulamayınca ateşkese mecbur kaldı.
Nihayet, dünya devletlerinin şahitliğinde ve garantör ülkelerin imzasıyla bir ateşkes anlaşması sağlandı.
Ancak herkes biliyor ki, ABD’ye de İsrail’e hiçbir konuda güven olmaz.
Nitekim Mısır’da, Trump önderliğinde ve dünya liderlerinin huzurunda imzalanan ateşkesin üzerinden yalnızca bir gün geçmişken; İsrail, bir insansız hava aracı saldırısıyla yedi sivili daha katletti.
Bu, onların güvenilmezliğinin ve vahşetinin son örneği oldu.
Aynı zamanda yine geçtiğimiz günlerde ‘ölü esirlerin tamamının serbest bırakılmamasını’ gerekçe göstererek – “Refah sınır kapısı açılmayacak -........

© Türkgün