Mağara metaforu: Gölgeler ve gerçekler Devlet Bahçeli ve yeni yüzyılın inşası
Mağara metaforu Klasik Yunan düşüncesinin sistematik filozofu Platon’a aittir. Aslında gerçekler ve yanılsamalar konusunda Türk düşünürü İbn-i Sina’dan Batılı filozof R. Bacon’a kadar birçok filozof çeşitli değerlendirmeler kaleme almıştır. Lakin en sembolik ve metaforik anlatım Platon’a aittir. Platon’un Devlet adlı eserinde ve bir diyalog biçiminde dile getirilen bu alegori tüm hayatlarını bir mağaranın içinde geçiren insanları konu edinir. Bu insanlar doğuştan beri buradadırlar. Sadece mağara duvarını, birbirlerini ve mağara girişinden yansıyan gölgeleri görebilmekte ve yankı ile ulaşan sesleri işitebilmektedirler. İnsanlar her yerlerinden bağlı bir şekilde hareket etme kabiliyetinden yoksun bulunmaktadırlar. Mağaranın hemen arka tarafında biraz yüksekçe bir yerde ise bir ateş yanmakta ve bu ateşin önünde kuklalar oynatılmakta, farklı farklı cisimler ateşin ışığından önlerindeki duvara yansımaktadır. Burada insanlar kendilerinin gerçek olarak kabul ettikleri (aslında yansımalar olan) “şeyler” üzerine konuşmak ve tartışmakta, yansıyan gölgeleri, şekilleri, biçimleri ve daha birçok farklı detayı anlamaya ve açıklamaya çalışmakta ve anladıkları kadarıyla da bilgilerine kati olarak bağlanmaktadırlar. Lakin bir gün içlerinden birisi bu zincirlerden kurtulmayı ve kendisini dışarıya atmayı başarır. Alışkın olmadığı bu dünyadan dolayı geçici duyusal kayıplar yaşar sonra bu ortama alışır ve aslında mağarada duydukları sesin sadece bir yankıdan ibaret olduğunu, gördükleri şeylerin yalnızca gölgeler olduğunu fark eder. Neşe ile mağaraya döner ve diğer insanlara tanık olduğu gerçekliği anlatmaya gayret eder. Aslında bir gölgeler âleminde yaşadıklarını ve bir yanılsama ile çevrelendiklerini dile getirir. Güneşten, rengârenk çiçeklerden, kuşlardan bahseder ama mağara içindeki insanlar duvardaki yansımalardan başka bir şey görmedikleri için kişinin düş gördüğünü iddia ederler. Nihayetinde bu insanlar gerçekliği anlayamadıkları gibi zincirlerinden de kurtulmak istemezler. İnsanlar/Toplumlar, tarihsel ve kültürel varlıklar olarak tecrübelerini sözlü ve yazılı olarak gelecek nesillerine aktarır ve içine doğduğunuz muhit bu anlatıları........
© Türkgün
