menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hicaz Demir Yolu Yeniden Canlanıyor

14 3
18.10.2025

Tarihin tozlu sayfalarına bakıldığında, Hicaz Demiryolu son Türk İmparatorluğu’nun en büyük rüyalarından biri olarak karşımıza çıkar. Gök Sultan II. Abdülhamid Han’ın vizyoner projesi olan bu hat, İstanbul’u kutsal topraklara (Mekke ve Medine’ye) bağlayarak imparatorluğun birliğini pekiştirmeyi ve hac yolculuğunu kolaylaştırmayı hedefliyordu. 19. yüzyılın sonunda Şam merkezli başlatılan bu proje, İslam dünyasının dört bir yanından toplanan gönüllü bağışlarla inşa edildi ve deve kervanlarıyla kırk gün süren hac yolculuğunu beş güne indirecekti. Bu sayede ortaya çıkan demiryolu yalnızca bir ulaştırma projesi değil, aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin birlik ve dayanışma abidesi olacaktı.

Hicaz Demiryolu, 1900 yılında Şam yakınlarında temeli atılarak hızlı bir tempoyla inşa edildi ve 1908’de Medine’ye ulaşarak yaklaşık 1.300 kilometrelik ana hattı tamamlandı. Böylece hacılar ve yolcular için çileli yolculuklar tarihe karışmaya başladı. Türk mühendisleri ve işçileri kızgın çölleri demir ağlarla örerken, proje yabancı sermayeye bel bağlanmadan, tamamen Müslümanların öz kaynaklarıyla gerçekleştirilmiş istisnai bir girişim olarak tarihe geçti. Hicaz Demiryolu, o dönemde hem millî onurumuz hem de İslam dünyasının ortak gururu haline gelmişti. Dünya basını bu projeden övgüyle bahsediyor, hattın Medine'ye varışı İslam âleminde büyük sevinç yaratıyordu. Fakat bu coşku ne yazık ki uzun sürmeyecekti.

Demiryolunun inşası yalnız ulaşımı hızlandırmakla kalmadı, geçtiği güzergahta medeniyet tohumları da yeşertti. Çölün ıssız noktalarında açılan kuyular ve kurulan istasyonlar etrafında küçük yerleşimler doğdu. Yeni pazarlar, okullar, hastaneler açılarak bölge halkının hayatına dokunuldu. Hicaz Demiryolu, aynı zamanda Türk İmparatorluğu’na coğrafi ve stratejik avantaj sağladı; uzak Hicaz ve Yemen eyaletlerine asker ile erzak sevkiyatı kolaylaştı, Süveyş Kanalı’na bağımlılık azaldı. Bu tablo, Sultan Abdülhamid’in “ümmetin hamisi” rolünü somutlaştıran bir eser olarak görüldü.

Ne var ki hattın bahtı, inşası kadar parlak olmadı. Şam’dan Mekke’ye uzanıp Anadolu’yu doğrudan Hicaz’a bağlama planı, 1914’te I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle yarım kaldı. 1916’da Türk İmparatorluğu’na karşı başlatılan Büyük Arap İsyanı sırasında, Arap isyancılar İngilizlerin kışkırtmasıyla Türk İmparatorluğu’nun Hicaz’a uzanan ikmal hattını kesmek için defalarca demiryoluna sabotaj düzenledi. Onlarca köprü uçurulup raylar söküldü, nice emekle kurulan........

© Türkgün