menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Teknik uzmanlık mı, siyasi aktivizm mi?

15 1
27.06.2025

Son zamanlarda kamuoyunun dikkatini çeken önemli tartışmalardan biri: Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikler…

Ülkemizde madencilik sektörüne dair hemen her düzenleme tartışmalı bir zeminde ele alınıyor. Ancak tartışmanın kendisi değil, biçimi artık kaygı verici bir hâl aldı. Kamuoyunun önüne çıkan bazı jeoloji mühendisleri, ziraat mühendisleri, maden mühendisleri, çevre bilimcileri, çeşitli meslek grup temsilcileri ve STK’lar bilimin objektifliğini bir kenara bırakıp siyasi bir ajandanın sözcüsü gibi davranıyorlar.

Kuşkusuz bu meslek grupları, söz konusu değişikliklerin çevreye, doğaya, su kaynaklarına etkilerini değerlendirme noktasında en fazla dikkate alınması gerekenlerdir. Ancak mesele tam da burada başlıyor: teknik görüş ile politik duruşun birbirine karıştırılması…

Teknik görüşler ile ideolojik duruşların birbirine karıştığını görmek üzücü. Bir kısmı maden karşıtlığı üzerinden çevre hassasiyetini tekeline alırken, diğer bir kısmı ise kalkınma karşıtı bir söylemi doğa sevgisi maskesiyle kamufle etmeye çalışıyor.

Mesele doğaya zarar vermeden madencilik yapmaksa, bunu nasıl başaracağımızı tartışalım. Ama mesele madenlere, üretime, kalkınmaya kategorik olarak karşı çıkmaksa, o zaman bunu teknik bir görüş olarak değil, siyasi bir görüş olarak ifade edin ki insanlarda neyin ne olduğunu doğru bilsin.

Politikacı, bürokrat, akademisyen, teknokrat, çiftçi-üretici, tarım dostu ve aktivist okurlarım. Gelin hep birlikte zeytinle ilgili verilerimize bir göz atalım, ne dersiniz?

Zeytin ağaç sayısı 2024 yılı itibarıyla 205 milyona ulaşmış durumda. Yaşanan artış üretime de yansıdı ve zeytin üretimi 2024 döneminde 3 milyon 750 bin tona yükseldi. Üretim, 2024 yılı, 2023 yılına........

© Türkgün