menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çiftçi hem öksüz hem de yetim

12 3
29.08.2025

Bir gün Köroğlu, bir beldeden geçerken hem atının hem de kendi susuzluğunu gidermek için bir çeşmeye uğrar. Bu arada yaşlı bir kadın çeşmede testisine su doldurmaktadır. Kır at, su içerken bir anda huysuzlaşır kadın korkudan, elindeki su testisini düşürür ve testi kırılır. Yaşlı kadın yapıştırır o bildik sözü… Neden, niye söylediğini bilmeden;

“Gözün kör olsun Köroğlu.”

Köroğlu, bu sözü duyunca kadına sorar:

- “Nene sen Köroğlu nu tanıyor musun?”

Kadın; “Hayır, tanımıyorum” deyince tekrar sorar:

“Sana bir kötülüğü mü dokundu, bir zarar mı verdi?”

Yaşlı kadın “Hayır! Hiçbir kötülüğü, zararı dokunmadı” deyince Köroğlu tekrar sorar:

“Tanımıyorsun, hiçbir zararı dokunmadı ise neden gözün kör olsun Köroğlu diyorsun?”

Kadın da:

- “Herkes öyle söylüyor! Ben de söylüyorum!”

Günümüzde de aynı hikâyeler gözler önünde canlı canlı yaşanıyor. Kimsenin bakmadığı yerden bakmaya çalışarak sormak istiyorum. Bu hikâyede olduğu gibi ülke tarımının tek Köroğlu’su Tarım ve Orman Bakanlığı mı?

Ülkemiz tarımı nedeni bilinmez bir şekilde, tarımsal sorunlarla âdeta simbiyotik yaşam kültürüne alıştırılmaya çalışılıyor. Ben diyeyim 25 yıl, siz söyleyin 35-40 yıl ülkemiz tarımında konuşulan dört kronikleşmiş (süregelen) sorun: “Tarımsal girdi fiyatlarının yüksek oluşu.” “Kooperatifçilik ve kooperatifler.” “Çiftçilerin düşen ürün fiyatları ve artan girdi fiyatlarından oluşan bir makas ve bu makas arasındaki farkın açılması.” “Çiftçilerin sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınamamaları.” Hâlen bu kronikleşmiş sorunlar konuşuluyor ve tartışılıyorken, bir anda âdeta gündem gıda fiyatları oldu. Sadece ülkemize has bir durum gibi sosyal medya üzerinden tartışıldı ve sokaklarda konuşuldu. Ülkemizdeki artışın gerçek anlamda........

© Türkgün