menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sürecin asli hedefi gitgide netleşiyor

12 0
27.11.2025

Ekim 2024’de Devlet Bahçeli’nin çıkışı ile başlatılan ve Terörsüz Türkiye” , “Yeni Süreç”, “Yeni açılım” ya daSüreç Süreci gibi farklı isimlerle anılan akış (nihai amacı ve sonundaki beklentiler hayli farklı ve muğlâk olsa da) bir şekilde sürüyor.

Hukuk devleti olmaktan “Yargı Ülkesi” olmaya evrildiğimiz, demokrasinin ‘D’sini aradığımız bu dönemde “süreç” adına önemli bir merhale daha aşılmış oldu, hayırlı vesile olsun! Meclis’te kurulan ve adına “Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi” komisyonu verilen çalışma gurubunun AKP’li, MHP’li ve DEM Partili üyelerinin katılımı ile mahkûm Öcalan 24 Kasım’da İmralı Cezaevinde ziyaret edildi. Fotoğraf ve video paylaşılmayacak olan ziyarette Öcalan bu güne kadar kendisine sakladığı hangi dâhiyane fikirlerini heyet üyeleri ile paylaştı henüz bilmiyoruz ama görüşmenin başarılı geçtiği açıklandı.

Bu önemli gelişme iktidar medyasında pek yer bulamadı, AKP temsilcisi Hüseyin YAYMAN ziyarete gittiğini açıktan inkâr etti, iktidar hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi konuyu örtmeye çalıştı. Oysa CHP heyette olsaydı İmralı’ya gidiş canlı yayınla verilirdi diyenler haksız değiller. Tüm bu hususları göz önüne aldığımızda; AKP cephesinin hiç istekli olmadığından, bu vazifeyi kerhen yerine getirdiklerinden, ziyaretin bir an önce gündemden düşmesini ve unutulmasını arzuladıklarından emin olduk.

Öcalan ile görüşmeye CHP’nin temsilci vermemesi kararı geçen haftanın en sık tartışılan konularının başındaydı. Komisyonda temsil edilen 11 siyasi partiden sadece 3’ü İmralı heyetine üye vermiş olsa da, Öcalan ile görüşmeyi reddeden diğer yedi partiye değil de sadece CHP üzerine yüklenildi. CHP’nin bu tutumunu etkileyen faktörlere bakmakta yarar var.

Aşağıda daha da ayrıntılı ele alacağım üzere, süreci yürüten iktidar kendi tabanı üzerine yüklediği yükü bir nebze hafifletmek için CHP’nin de İmralı heyetine katılması istemişti. “Terörsüz Türkiye” denilen dönemde bir taraftan da “muhalefetsiz Türkiye” yaratma sürecinde ağır saldırılara maruz kalan CHP, iktidarın kendi âli menfaati için başlatıp yürüttüğü planın dahilinde Erdoğan’ın sırtındaki yükün bir kısmını almayı reddetmekle bence doğru olanı yapmıştır.

CHP’nin bu tutumu, süreçte en önemli aktör olarak sunulan Öcalan’ın gücünü ve meşruiyetini ne azaltır ne de çoğaltır niteliktedir. Zaten CHP süreç komisyonundan çekilmedi ve İmralı’ya gitmeme kararı (ki gitmeyen yedi parti daha var) komisyon çalışmalarına ve buradan çıkacak rapora zarar getirecek bir sonuç doğurmayacaktır.

Bu komisyonun kuruluş ve çalışmasının temel sebebi keşke ortak aklı öne çıkarmak ve/veya demokratik meşruiyeti sağlamak olsaydı, ancak öyle değil. Komisyonun asıl oluşum sebebi, iktidarın üzerindeki siyasi yükü diğer partilerle paylaşma........

© Toplumsal