Kodlanan gelecek 5: Dijigüç, dijiinsan
Değerli Okurlar,
Hakikat ile algı arasındaki çizgi giderek silikleşiyor. Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi 21. yüzyılın dijital çağ mitleri, biz fark etmeden kimliğimizi şekillendiriyor.
Gözlerinizi kapatın ve etrafınızda olup bitenleri düşünün: gördükleriniz, duyduklarınız, okuduklarınız… Peki, size sunulanların ne kadarı hakikatin ta kendisi? Ne kadarı dijital özenle işlenip önümüze konmuş bir sahte masal?
Mesela, 2016 ABD başkanlık seçimlerinde Cambridge Analytica skandalı, dijital platformların hakikati nasıl maskelediğini çarpıcı bir şekilde gösterdi. Facebook üzerinden toplanan milyonlarca kullanıcının verileri, hedefli siyasi reklamlarla seçmenlerin algısını manipüle etti. Benzer şekilde, 2020’de Hindistan’daki protestolar sırasında WhatsApp’ta yayılan sahte haberler, toplumsal gerilimleri körükledi. Bu örnekler, dijital çağın sahte masallarının yalnızca bireyleri değil, toplumların kaderini nasıl etkilediğini ortaya koyuyor.
Her paylaşım, her beğeni, her içerik bir sembol; yeni bir modern efsane yaratıyor. Kitle yalanları ve dijital efsaneler, insanı neredeyse bir Dijiinsan hâline getiriyor. Oynadığımız üç maymuna eklenen son maymun: sahte gerçekleri kabullenen modern insan olarak karşımızda ki, ben buna TEKNOZARU adını vermiştim ama bundan sonra DİJİZARU 'da diyebiliriz.
“Dijiinsan”, yalnızca algoritmaların şekillendirdiği bir tüketici değil, aynı zamanda kimliğini dijital dünyada yeniden inşa eden bir varlıktır.
Psikolojik açıdan, sosyal medyanın ‘beğeni’ ve ‘takipçi’ sistemi, dopamin bağımlılığı yaratarak bireyleri sürekli onay arayışına sürüklüyor.
Örneğin, 2023’te Oxford Üniversitesi’nin bir araştırması, gençlerin `’ının sosyal medya beğenilerine bağlı olarak özgüvenlerinin dalgalandığını gösterirken,“Dijigüç” ise, teknoloji devlerinin veri madenciliğiyle bireylerin her adımını izleyip öngörmesiyle ortaya çıkıyor.
Amazon’un öneri algoritmaları, kullanıcıların satın alma alışkanlıklarını p’e varan doğrulukla tahmin edebiliyor; bu, bireyin özgür iradesini değil, algoritmanın yönlendirmesini yansıtıyor!.Gerçekten,artık asıla ulaşmak eskisi kadar kolay değil. Sosyal medya ve dijital platformlar, hakikat ve algı arasındaki farkı neredeyse görünmez hâle getirdi. Bu sahte masallar, bireysel kimliğimizi, toplumsal bilincimizi ve davranışlarımızı da şekillendiriyor; adeta kül halinde “format” atıyorlar!
Bakın,
Bazen hakikati, bazen yanlışın maskesini görmüyoruz. Hangisinin gerçek olduğunu anlamak da giderek zorlaşıyor. Çağımızın yeni dijital mitleri, geçmişin efsanelerinden farklı değil ama sadece araçlar değişti, hız ve erişim arttı. Bunlara belki "Dijital Çağın Gizli Kodları" da diyebiliriz diye düşünüyorum.
Artık ihtiyaçlarımızdan çok, algoritmaların önümüze koyduğu trendler hayatımıza yön veriyor. Bir ürünü almak ya da bir yaşam tarzını benimsemek çoğu zaman bizim seçimiz değil sadece dijital bağımlılığın dayattığı kitle yalanlar değil mi? Adeta tüketimin kıskacındayız.
Çocuklarımız ve gençler dijital efsanelerin içinde büyüyor. Hayalleri artık sokaklardan değil, YouTube ve TikTok gibi mecralardan besleniyor. Yeni masalların maskeleriyle erken yaşta tanışıyor,........
© Toplumsal
