Yaşam sonsuz değildir... Ama sevgi ölümsüzdür
İlk sayfaları açtığımda neyle karşılaşacağımı bilmiyordum, ama ilerledikçe fark ettim ki bu satırlar bir mucizeydi. Serap’ın kelimeleri, yüreğimin en derin yaralarına dokunuyor, içimdeki acıyı usulca hafifletiyordu. Sanki bana fısıldıyordu: “Yalnız değilsin.”
Her cümlesi, karanlıkta yolumu aydınlatan bir ışık gibiydi. Gözyaşlarım akmaya devam ediyordu; ancak bu kez gözyaşlarımın içinde güçlü bir umut saklıydı. Evet, yaşam sonsuz değildi. Tam da bu yüzden, yaşadığımız her anın kıymetini bilmeli, sevdiklerimizi kaybetmeden onlara dört elle sarılmalıydık. Serap’ın kitabı bana bunu hatırlattı ve içimde bir ses yankılandı: “Ayağa kalkmalısın!” Yaşama yeniden, eskisinden de sıkı sarılmalıydım.
Kitabı bitirdikten sonra Serap’la mesajlaşmaya başladık. Önce kitabı konuştuk, sonra hayatı… Kelimeler ilerledikçe aramızda görünmez bir bağ örüldü. Kalplerimiz, aynı yerden yaralanmış iki insanın kalbi gibi birbirine dokundu. Kısa sürede hem kardeş hem dost olduk.
Onunla konuşurken hep aynı duyguyu yaşadım: Sanki onu yıllardır tanıyordum. Hiç görmeden, yan yana gelmeden insan böyle güçlü bir bağ kurabilir miydi? Meğer kurabilirmiş… Çünkü gerçek dostluk, yüreklerin birbirine dokunmasıyla başlıyormuş.
Serap’ın yaşam mücadelesine yakından tanık oldukça hayranlığım katlanarak arttı. Bedeninde fırtınalar kopuyordu belki, ama........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d