menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sonsuzluğa uğurlanışının ardından: Fikirleriyle yaşayan lider Mustafa Kemal Atatürk

7 0
09.11.2025

O'nun bıraktığı miras, yalnızca bağımsız bir vatanın teminatı değil; aynı zamanda evrensel akla, adalete ve insanlık onuruna dair eşsiz bir düşünce manifestosudur.

Atatürk'ün Millî Mücadele yıllarında edindiği tecrübeler, sıradan bir tarihi gözlemden öte, tarihin döngüsüne dair keskin bir öngörüyü yansıtır. O, bizleri en büyük tehlikenin bazen dışarıdan değil, "içimizden, kendi içimizden gelebileceği" konusunda ikaz etmiştir. Cehalet, çıkarcılık, gaflet ve ihanete varan politik körlük; O’na göre bir milletin felaketine yol açan en büyük düşmanlardır.
Bu uyarı, bağımsızlığın yalnızca toprak bütünlüğüyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda ekonomik bağımsızlık, düşünce özgürlüğü ve sarsılmaz bir adalet duygusunun da varoluşumuz için yaşamsal olduğunu gösterir. O'nun gençliğe olan güveni, işte tam bu noktada anlam kazanır: Cumhuriyet değerleri tehlikedeyse, çaresizliğin reddedilmesi, tereddütün bir seçenek olmaktan çıkması ve "en zor koşullarda bile harekete geçebilen bilinçli bir iradenin" beklenmesidir.

Yenilmiş bir imparatorluğun enkazı üzerinde "Ya istiklal ya ölüm!" parolasıyla yeni bir milletin doğabileceğine inanan Atatürk, tarihin en zor şartlarında yalnız silahla değil, inançla ve akılla savaşmıştır.
Zaferin yalnız cephede değil, zihinlerde kazanılacağını gören bu büyük komutan, savaşın ortasında bile eğitime, bilime ve kültüre dair planlar yapmıştır. O, bir milletin kalıcı........

© Toplumsal