Şiir aykırıdır, aşkta bile öyle…
Evet, şiir asidir, kimseyi dinlemez, aklına esti mi şairinin kapısına dayanır, şairi ne yapsa da ona engel olamaz, gelişini durduramaz, huyudur. Başına buyruktur, dediğim dediktir, ne zaman gelir, ne zaman gider, o bilir, o karar verir. Mevsim baharmış, yazmış, umurunda bile olmaz, şairi hazır mı değil mi oralı bile olmaz, ne yapar eder kendini oldurmaya gelir, sancılı yada sancısız. Şiir aykırıdır, illa ki aşkta aykırıdır, buyurgan ahlaktan, dokunulmaz tabudan, zorbacı kuraldan, hele ki alışılagelmiş olandan ifrit olur. Şairinin ne dediği, ne düşündüğü, ne hayal ettiği, dahası şairinin canından bezdiren çiçekli, böcekli melankolik döküntüleri, akla hayale gelmeyen abartıları, gerekli, gereksiz uydurmaları ile ilgilenmez, kendine dert etmez. Hiçbir şiir, şairinin tutsağı, özel mülkü, hele dokunulmazı olmayı hiç mi hiç istemez, özellikle de şairinin bencilliğini, kimseyle paylaşmaz halini içine sindiremez, çünkü onun varoluşunda birine yada birilerine ait olmak, birine yada birilerine bağlı yaşamak, birinin yada birilerinin yolunda gitmek, bir yerde yada bir yerlerde kapana kısılıp kalmak yoktur, özgürlüğe olan tutkusu, şaire, zamana, mekana, ahvale bağlı olmayan, bitmek tükenmek bilmeyen arayışı, yaşam coşkusu, deli dolu hali, heyecanı bundandır…
Bana sorarsanız her şiir asidir, illa ki........
© Tigris Haber
