menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Can Ahparik Sarkis’e…

10 65
15.04.2025

Dün gece yine seninle geçen, seninle kah ağladığımız, kah gülüp geçtiğimiz günler hatırıma geldi, bunca zamandan sonra gül yüzünü görür gibi oldum. En çok da firari aşıkların büyülü tahtı Kerey Rab’da geçirdiğimiz son gecemizi, kendi yoluna vurup gittiğin, bir çocuk gibi arkandan ağladığım, hayatımın o en ağır geçen şafak vaktini yeniden yaşar gibi oldum. Bir an ne yapacağımı bilemeyince senden sonra her gece bir başıma kurulduğum, en karanlık gecelerimi seni düşleyerek geçirdiğim Kerey Rab’ı, artık olmayan aşağı mahalleyi, sen olmadan yaşadıklarımı… senin muhakkak bir yolunu bulup okuyacağına olan inancımla bu mektubu sana yazmaya karar verdim. Bil ki seninle saymakla bittiremediğimiz yıldızlar hala ışıl ışıl parlıyor, her yaz odun yüklü bir kelek kurban verdiğimiz Dicle’nin suyu hala ilk günkü gibi akmaya devam ediyor, Awa Hem’den bu tarafa vadi boyunca esen rüzgar hala kekik kokuyor, sırtımızı verdiğimiz her mevsim geceleri kadar gündüzleri de karanlık Gorse hala sessiz, çoluk çocuk kırıldığımız Derê Ziyar hala dünyaya küs, güneş hala dağ kavminin kayıp çocuklarına ağlıyor, ben ise hala dağ taş seni arıyorum Ahparik Sarkis, çocukluğumun sırdaşı, can dostum, sonsuz yokluğa gidenim, bir daha dönmeyenim. Bir bilsen seni ne çok özledim, ne çok hasretim senin gül yüzüne, sesine…

Her karışına can olduğumuz toprağa, dokunduğumuz her taşa, koşar adımlarla aşıp gittiğimiz dağlara, sahipsiz, kendi halinde yaşayan bağ ve bahçelere, tadına doyamadığımız Beyaz Çeşme’nin suyuna değil, sana yazıyorum, sana dökülüyorum, sen duyasın diye haykırıyorum, senli yıllardaki gibi yüreğime yine ses olacağını biliyorum. Sen gittikten sonra,........

© Tigris Haber