menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Benim Diyarbakır’ım biraz Seyrantepe’dir, biraz da kara trendir…

12 1
08.04.2025

Diyarbakır’ı ilk defa beş, bilemedin altı yaşlarında görmüştüm, o zamanlar epeyce şehirden uzak olan ta Seyrantepe’den, minibüsle gittiğimiz yolun tren raylarıyla kesiştiği yerden. Nereye, kime, niçin gittiğimizi hala bilmediğim babamla yaptığım bu yolculuk, hayatımın en uzun, evden en uzağa gittiğim ilk yolculuğum olmalı. Babam, görüntüsü bana flu gelmiş, belki de uzaktan yeterince seçemediğim için bana öyle görünmüş şehri eliyle göstermiş, Kürtçe, “Binere, Diyarbekir, bajarekî çi xweş e…” (Bak, Diyarbakır, ne güzel bir şehir…) demişti. Odur budur kendimi Diyarbakır’a, babamın iç çekerek hayranlıkla bana göstermeye çalıştığı, ilk gördüğümde bana dünyanın öbür ucundaymış gibi gelen şehre ait hissederim, ona ulaşmaya, onunla yaşamaya çalışırım. Diyarbakır, o gün benim şehrim oldu…

O gün Seyrantepe’de, yol........

© Tigris Haber