KÜÇÜK MAFYACIKLAR VE TELEVOLE ŞİDDETİ
Türkiye, artık yalnızca ekonomik darboğazla, siyasi kısır çekişmelerle ya da yargı krizleriyle değil; giderek kanserleşen bir şiddet kültürüyle çürümeye başladı. Bu topraklarda silah sesi artık haber değil, fon müziği. Her tartışmanın sonunda bir tabanca çekiliyor, her haksızlığın karşısında hukuk değil “bağlantı” aranıyor. Ve bu tabloyu sadece sokaktaki magandalar değil, onları meşrulaştıran bir medya düzeni inşa ediyor.
Artık her ekran, her sosyal medya akışı bir mafya sahnesi. Kimse hikâyeyi gizlemiyor. “Deli”, “Reis”, “Abi” lakaplı şiddet yanlıları prime time’da, binlerce takipçili hesaplarda kahraman gibi dolaşıyor. Onların dizileri izlenme rekorları kırıyor, röportajları manşetlere taşınıyor, hayatları parlatılıyor. Suç, bir utanç olmaktan çıkıp bir statüye, hatta bir markaya dönüştü.
Bir zamanlar toplumu bilgilendirmekle övünen medya, bugün şiddeti estetize eden, suçu parlatan, mafyayı pazarlayan bir “televole cehennemine” dönüştü. Şiddet hikâyeleri reyting getirdikçe ekranlar kararmıyor, tam tersine parlıyor. Bir toplum, ekran başında adım adım şiddeti sevdirilerek uyuşturuluyor. Artık kimse “adam vurmayı” korkunç bir suç olarak değil, “delikanlı tepkisi” olarak görüyor.
Sosyal Medya: Yeni Nesil Tetikçi Pazarı
Sosyal medya, bu çürümüş düzenin laboratuvarı haline geldi. Orada “bir telefon uzağındayım”, “hakkını veririm”, “gereğini yaparım” diyen sanal kabadayılar, beğeni ve takipçi topluyor. Bazıları açıkça tetikçilik ilanı veriyor. Platformlar ise sessiz; çünkü bu karanlık içerikler tıklanma getiriyor. Dijital mafyacılık, artık yeni neslin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d