menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"BİR AYRILIK, BİN YIKIM: KADIN CİNAYETLERİNİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ"

11 1
10.08.2025

Yahya Öger

Türkiye ’de her yıl yüzlerce kadın, çoğu kez en yakınındaki erkek tarafından öldürülüyor. Veriler ürkütücü ama alışıldık: 2023 yılında en az 315 kadın cinayeti işlendi. Bunların çoğu boşanmak isteyen, ayrılmak isteyen ya da kendi hayatı üzerinde söz sahibi olmak isteyen kadınlardı. Ama bu buzdağının sadece görünen kısmı.

Görünmeyen kısımda ise hukuki süreçlerin uzaması, maddi yüklerin dengesiz dağılımı, toplumsal ön kabuller, kadının beyanının tek delil sayılması, ve evden uzaklaştırma kararlarının erkeklerde yarattığı baskı var. Bu yazıda, yalnızca bir tarafın değil, toplumsal barış adına her iki tarafın da içinde bulunduğu çıkmazları anlamaya çalışacağız.

Uzayan Boşanma Davaları: Hukuki Süreç mi, Psikolojik Yıpratma mı?

Türkiye’de bir boşanma davası ortalama 2 ila 4 yıl sürebiliyor. Eğer taraflar arasında çocuk, mal paylaşımı ya da nafaka ihtilafı varsa bu süre daha da uzayabiliyor. Bu durum, özellikle şiddet gören kadınlar için hayati risk oluştururken, öte yandan karşı tarafın psikolojik olarak daha fazla sıkışmasına da sebep oluyor.

Erkekler açısından bu süreç, sadece eşinden değil; çocuğundan, evinden ve sosyal itibardan kopuş olarak yaşanıyor. Bazı erkekler için bu kayıplar, duygusal çöküşle birleşip ne yazık ki şiddeti doğuran bir “kontrolsüz öfke”ye dönüşebiliyor.

Süresiz Nafaka Tartışması: Adalet mi, Cezalandırma mı?

Boşanma sonrası verilen yoksulluk nafakası, süresiz olarak bağlanabiliyor. Bu özellikle genç yaşta kısa........

© Tigris Haber