TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN EŞİĞİNDE
Murat Aras
Bir toplumun çöküşü, yalnızca ekonomik krizlerle ya da adaletin işlememesiyle başlamaz. Asıl yıkım, insanın insana duyduğu güvenin yerini korkuya bıraktığı anda başlar. Türkiye toplumu da ne yazık ki uzun süredir bu batakta, yavaş ama derin bir çürümeyle karşı karşıya.
Artık çürümüşlük, münferit olayların ötesine geçti. Sistematikleşti. Normalleşti.
Agresiflik, gündelik hayatımızın sıradan bir parçası haline geldi. Trafikte yol isteyen, markette sıra bekleyen ya da sosyal medyada farklı bir fikir dile getiren kişi, anında hakaretle, tehditle hatta şiddetle karşılaşıyor. Tahammül sınırımız sıfıra inmiş durumda. Artık fikrine değil, yumruğunu sıkana saygı gösteriliyor.
Rüşvet, neredeyse bir refleks haline geldi. “Tanıdık olmadan iş yürümez” anlayışı, hayatın her alanına sirayet etti. Adaletin, emeğin ve liyakatin yerini ilişki ağları ve zarflar aldı. Bu düzeni bir yol değil, zorunluluk olarak gören bir nesil büyüyor.
Şiddet ve zorbalık, artık sadece mafya dizilerinde değil; sokakta, okul önünde, resmi kurumlarda bile sıradanlaştı. İnsanlar haklarını hukukla değil, kaba kuvvetle arıyor. Hırsızlık artık yalnızca parayla sınırlı değil; umutlarımızı, güvenimizi ve yaşam sevincimizi de........
© Tigris Haber
