ÖZGÜR EŞ YAŞAM -14-
Toplumsal Yapının Dönüşümü ve Özgür Eş Yaşamın Etkileri
Özgür eş yaşam, yalnızca iki birey arasındaki bir ilişki formu değil; aynı zamanda bir zihniyet devrimidir. Bu yaşam biçimi, bin yıllık ataerkil, hiyerarşik ve tahakküm ilişkilerinin ördüğü toplumsal dokuda köklü bir çözülmeyi hedefler. Kadim zamanlardan beri süregelen “kimlik üzerinden hükmetme” anlayışının yerini, “özgürlük üzerinden buluşma” fikrine bırakması demektir. Bu bir karşı duruş değil; yeni bir varoluş biçiminin inşasıdır. Yalnızca bireylerin değil, toplumun tamamının yeniden yapılanması anlamına gelir. Bu yüzden özgür eş yaşam, bir sonuç değil, bir fark etme yolculuğudur: Hem bireyin hem toplumun içsel iktidar yapılarından arınma yolculuğu.
Toplumsal Yapının Çözülmesi: Geleneklerin Sessiz Sorgusu
Toplum, çoğu zaman görünmeyen ağlar gibi bireyin üzerinde işleyen, “normal” adı altında içselleştirilmiş binlerce denetim mekanizmasıyla örülüdür. Aile, din, hukuk, eğitim ve cinsiyet rolleri bu ağların taşıyıcı kolonlarıdır. Özgür eş yaşam, bu kolonlara sızarak onları parçalamaz; onları görünür kılar. Böylece birey ile toplumun geleneksel şekillendirici gücü arasındaki çatışma açığa çıkar. Burada asıl mesele, özgür eş yaşamı bir “alternatif ilişki modeli” olarak değil, toplumsal inşanın en temel hücresini –yani ilişkiyi– yeniden tanımlayan bir paradigma olarak görmektir.
Toplumsal Cinsiyetin Ötesinde: İnsan Olma Cesareti
Toplumsal cinsiyet normları, bireyin özgün doğasını bastırmakla kalmaz, onu içsel olarak bölünmüş hale getirir. Kadın ya da erkek olarak doğmak değil, bu kimliklerin içine hapsedilmek sorundur. Özgür eş yaşam bu hapishaneyi tanır, adını koyar ve oradan çıkış yolları üretir. Bu bağlamda cinsiyet eşitliği, yalnızca........
© Tigris Haber
