menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

EVRENSEL DÜŞÜNCE TARİHİNDE YANILGILAR ÇAĞI

6 12
30.05.2025

Felsefenin Başlangıcından Çıkmazlarına Kapsamlı Bir Bakış

Giriş: Felsefenin Krizi – Temeldeki Yıkım, Yüzeydeki Parıltı

Felsefe, tarih boyunca insanın varoluşsal sorularına yanıt aradığı, kendini ve dünyayı anlamlandırmaya çalıştığı en köklü alanlardan biri olarak kabul edilmiştir. Ancak bu kabul, çoğu zaman eleştirel bir sorgulamadan çok, geleneğin ve akademik rutinin devam ettirilmesine hizmet etmiştir. Bugün, özellikle 20. ve 21. yüzyılda giderek görünürleşen bir gerçeklik vardır: Felsefenin kendisi bir krizin içindedir.

Krizin Derinliği: Yöntemin Ötesinde Bir Zemin Sorunu

Bu kriz, yalnızca yöntemsel, kavramsal ya da kurumsal bir çöküş değildir; çok daha derin bir zeminsizliğin sonucudur. Felsefe, doğuş anından itibaren problemli bir zemin üzerinde yükselmiş, bu nedenle kendi çıkmazlarını derinleştirmekten başka bir işlev görememiştir.

Düşüncenin Kırılma Hatları: Mitolojiden Bilime

Mitolojiden dine, dinden felsefeye, oradan da bilime uzanan düşünsel evrim hattı, ilk bakışta bir ilerleme gibi görünse de, özünde tahribata uğramış bir insan zihninin kırılmalarından ibarettir. Her bir aşama, bozulmuş bilincin kendi varoluşsal yarasını örtme çabasıdır.

Hakikatin Yerine Onarım: Kurucu Anların Problemi

Ne mitoloji bir hakikatin diliydi, ne din mutlak bir deneyimin yankısıydı, ne de felsefe gerçek bir özgürlük alanı kurabildi. Hepsi, insanın bozulmuş zihninin bir tür onarım çabası olarak doğdu. Ama bu çabanın kendisi, temeli sorgulamak yerine yeni yapılar inşa etmekle meşgul oldu.

Parlak Kavramlar, Çatlak Temeller

Thales’ten Spinoza’ya, Taha Es’ten Soft Top’a uzanan çeşitli düşünsel figürler yalnızca güzel sözler, keskin kavramlar ya da parlak sistemler üretmediler. Onlar aynı zamanda bozuk bir temelin üzerinde yükselen düşünsel mimarinin içindeki çatlakları da temsil ederler. Bu sistemler çoğu zaman çözümden çok yeni sorunlar doğurdu.

Zemin Üzerine Düşünmek: Felsefi Eylem ve Yaşantının Ayrılığı

Mesele, doğru düşünceler üretmek değil; doğru bir zemin üzerinde yürümek ve yaşamaktır. Felsefenin krizi de burada başlar: Yanlış bir temelde kurulan her sistem, ister istemez bir çöküşe hizmet........

© Tigris Haber