menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (3)

7 1
27.03.2025

Merkezi devletlerin en temel özelliği otoriter eğilimi benimsemeleri ve yasakların yönetim anlayışının ayrılmazı olmasıdır. Bu durum genellikle ve çoğunlukla, olay ve olgularla ilgili kişiye özgü düşüncelerin açıklanmasının, mevcut yönetim uygulamalarının eleştirel bir bakışla değerlendirilmesinin yasaklanması, gelecekle ilgili duygu dünyası ve hayallerin ürünü varsayımların başkalarına ulaşmasının engellenmesi şeklinde devam eder.

Benzer uygulamalar otoriter eğilimli aile hayatında da sıklıkla yaşanır. Bu ailelerde doğup, büyüyen ve bu ortamdan yetişkinlik hayatına başlayan çocukların ve gençlerin yaşadığı en büyük olumsuzluk, duygularını ve düşüncelerini özgürce ifade edebilecek ortamların olmaması, farklı düşüncelerin ve özellikle duyguların dile getirilmesinin sürekli baskılanmasıdır. Dahası, duyguların ifade edilmesine ayıplanacak iş yapmış gibi tepkiler verilmesi, bu tepkilerin aile ya da ebeveyn hakkı gibi aleni şekilde sergilenmesidir.

Günlük hayatın rutini içinde, düşüncelerin, duyguların ve davranışların ister devlet kaynaklı, isterse aile kaynaklı otorite tarafından bastırılması, yer yer yasaklanması, devamında cezalandırılmasıyla karşılaşan bireyler kendilerini özgürce ifade edebilecekleri ortamdan mahrum kalırlar. İlgilerin beden değişimine ve karşı cinse yöneldiği ergenlik dönemindeki baskılar; yasaklar, ayıplamalar, cezalar, gelecekte yaşanacak travmalara zemin hazırlar.

Ekonomik yetersizliklerle, siyasal ya da sosyal baskılarla, yasaklarla, cezalandırılmalarla kuşatılan insan, doğal olarak duygularını da gereği gibi yaşayamaz. Ekonomik yetersizlik, sosyal sorumluluklar üstlenilecek etkinliklere katılmasına, yaşıtlarıyla, aynı düşünce ve duygu dünyasına sahip olduğu insanlarla zaman geçirmesine, siyasal baskılar, düşüncelerini dilediği gibi ifade etmesine, sosyal baskılar,........

© Tigris Haber