Dört kelimelik bir haber: Bir kadın daha öldü
Telefonda sesi titriyor arkadaşımın. Kocasından ağır şiddet gören kadınlarla bir grup çalışması yürütüyor. Adam, kadının üzerine benzin döküp onu yakmaya çalışıyor. Bir şekilde canını kurtarıyor kadın. Onlarca benzer öykü. Dinliyoruz, birbirlerini dinliyorlar. Ortak kader ortak acı demek.
Yas tuttuğumuzu sanıyoruz. Oysa ki yas bile tutmuyoruz. Bu coğrafyada kadınlar kaderin kürek mahkumları. Ölüm bile kurtaramıyor bizi zira her yeni doğan kız çocuğu sunakta kurban edilmeye aday. Kadın cinayetleri sıradan bir haber. Hem de dört cümle- evet sadece dört cümle- O dört cümleden sebep yazıyorum bu yazıyı. O dört cümleden sebep bu yazıyı okuyorsunuz.
“Olay, İstanbul’da meydana geldi. Üç çocuk annesi kadın, evinde başından vurulmuş halde bulunmuştu. Eşi, intihar etti demişti. Kriminal rapor gerçeği ortaya çıkardı. Kadını öldürüp intihar süsü veren adama, mahkeme müebbet hapis cezası verdi.”
Peki bu haber beş ya da on cümle olsa ne olacaktı; hiçbir şey. Yıllar önce İstanbul’un çok göç alan bir semtinde çalışırken tek kelimesini bile anlamadığımı bildiği halde gelip bana dertlerini kendi dilinde anlatan Kürt kadını hatırladım. Ne kadar manidar. Dediklerini anlasam da hiçbir şeyin değişmeyeceğini bildiği için belki de........
© Tele1
visit website