menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

YUNT DAĞLARI GEZİLERİ /KARAHALİLLER KÖYÜ

8 0
10.05.2025

YUNT DAĞLARI GEZİLERİ
/KARAHALİLLER KÖYÜ


Anemon Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü mensubu yaklaşık 40 kişi, hem davet edildiğimiz köy hayrına katılmak hem de o yöreyi tanımak üzere mutat hale gelen 8-10 km.lik doğa yürüyüşünü yapmak istiyoruz. Pazar günü, gidilecek yer 45 km kadar olunca sabah 08.30 gibi yola çıkıyoruz. Kulüp üyelerinin çoğu özel dikilmiş kırmızı beyaz Anemon Dağcılık Kulübü gömlek ve fularlarını takmışlar. Buradaki amaç, hem yürürken kolay görülmek hem de hayır yemeğinde farkındalık oluşturmak. Gerçekten de oraya gelen, oralı veya misafir birçok konuk arasında kıyafetlerimiz ile varlığımız fark ediliyor. İnsanların dikkatletini (emekli veya çalışan) spor ve kültür konularına, yürüme lşve gezmeye çekmek; düşüncelerini sağlıklı ve mutlu yaşamak konusuna yöneltmek gibi ikincil faydaları da var. Esas fayda ise, çoğu emekli veya ev hanımı üye ve konuklara, sosyalleşme, zindeleşme, mutluluk ve sağlık konularında oluyor.

YOLA ÇIKIYORUZ

Bağyolu, Bostanlar, Çamlıca köyleri derken Pelitalan'da ilk mola veriliyor. Gediz ovasının bittiği Yunt dağlarının başlangıcındaki Bağyolu köyünün içinden kuzeye doğru geçer geçmez irice bir gölet ile karşılaşıyoruz, Bağyolu göleti. Bunca yıldan sonra ancak bir yıl önce varlığına şahit olduğumuz göletin etrafında araçları ve balık tutanları görüyoruz. İkindi vakti, dönüşümüzü yine bu yoldan yaptık ve balık tutanların sayısının artmış olduğunu fark ettik.

Yol tabelasında adını okuduğumuz Karakılıçlı köyünde kırmızı andezit taş ocaklar varmış. Halen faal midir bilmiyorum diyor araçtaki koltuk arkadaşım Hasan ağabey. Gül yetiştiriciliğine çok meraklı, bilgili, tecrübelidir. Buralara gübre almaya çok geldim diyor. Ekliyor; 1980'lerde bu köylerde (Yunt dağları bölgesi) mutlaka "köy odası" vardı ve 6-7 ay orada ücretsiz misafir kalabilirdiniz. Köylü sıra ile oraya yemek (parasız) gönderirdi diyor. Bu töreyi hangi dünyevi kural, çıkar, madde ve ideoloji ile izah edebilirsiniz?

PELİTALAN / ALAN KELİMESİ

Düz bir alanda küçük kahvehane, bakkal, ayakkabıcı, demirci vs. dükkanları var. Bilgi küpü Fahrettin arkadaşımız; biliyor musunuz, bir yer adında "alan" eki varsa, orası köyler arasında merkezi bir yerdir. Yolların kesiştiği, alışveriş için uygun düz bir köydür. Birazdan bir kilometrelik inişten sonra yanından geçeceğimiz "Alaniçi" bölgesi de benzer anlam içeriyor. Geniş bir vadi, içinden Aigai Antik kentinin yakınından geçen Kocasu çayının başladığı yer burası. Orta yerdeki düzlükte futbol oynamak için kaleler var ve etraftaki köylerin gençleri burada turnuvalar düzenliyorlarmış.

Pelitalan'ın çarşısı sayılabilecek alanda "Mustafa'nın Yeri" adlı kahvehanenin önünde aracımız duruyor. Kahvehanenin önünde ve karşısındaki bahçede oturan köylü erkekler var. Oturdukları yerden verdiğimiz selâmları alıyorlar.

TÜRK GİBİ SİGARA İÇMEK

Hemen her köylü erkek sigara içiyor. Biraz üzülüyoruz onlar için. Sağlık bozulunca eyvahlar başlıyor ama ders alan var mı? Bu, bana bir şey olmaz inancı veya avuntusu. Büyükler öyle olursa, gençler kaçınılmaz olarak onlara benziyorlar. Onlu yaşlarda sigara içen çok sayıda çocuk genç gördük, maalesef. Büyümüş olmanın, erkek olmanın şartı gibi görüyorlar sanki, böyle düşünüyorum. Kahvehane önündeki çok sayıda izmarit ve yeşilliklerle dolu bahçede, naylonla çevrilmiş taş/oyun alanında kesif bir izmarit kokusu var. Sandalye almak için girdiğimiz bu alandan hemen çıkıyoruz. Ara başlıktaki söz, yabancıların Türkler hakkında (özellikle Türkiye) maalesef olumsuz kanaatlerinden biri. Diğeri ise sokak köpekleri sorunu. Bunun için de maalesef diyorum. Molada, kahvaltısını yapmamış olanlar çay alıp birşeyler yiyorlar.

MEYDAN VE BİNALAR

Köy meydanı ve sokaklar hep kilit taş ile döşeli. Köylerde artık ayağa çamur -yerleşim alanı içinde- değmiyor. Etrafta kullanılmayan taş yapı binalar ya yıkık ya da kullanılmıyor. Mustafa'nın Yeri kahvehanesinin bitişiğinde tek katlı, sıvasız ancak taş aralarında harç kullanılmış, mavi pencereli, metruk binanın üzerindeki bir taşa 1963 rakamı kazılmış. Binanın yapım yılı olmalı. Çatı çıkıntıları, bölgedeki yekpare ince taşlardan (muhtemelen öyle kesilmiş veya kırılmış) oluşuyor. Böyle bir taş çatı çıkıntısını ilk defa görüyorum. Çatının üzeri kırmızı kiremit ile kaplı.

GÖR BENİ

Kahvehanenin 50-70 metre kadar çaprazında, adeta yolun ortasında durur gibi iki katlı, tamamı yeşile boyanmış bir ev "beni fark et" diyor. Alt katta beş basamaklı bir taş merdivenle çıkılan, beyaz plastik pen türü kapı ve pencereleri olan bir işyeri var. Ancak önü siyah ızgara tarzı emniyet telleri ile kaplı. Günlerden pazar olduğu için, işyeri kapalı olmalı diye düşünüyoruz. Dolayısıyla, orta yerdeki ön cephesi siyah beyaz, kiremitleri dışında yemyeşil binayı gördük, ama merakımız yine de teskin olmadı.

DEVECİ'NİN YERİ

Orta yerde 600 metrekare olduğu söylenen Devecinin Yeri adlı metruk bir yer dikkat çekiyor. Yüklerin (kargo ?) deve ile yapıldığı zamanlarda burası bir han olmalı. Yunt (At demek) dağları bölgesinde kayaç alanlar, yüzeyde taş, kaya çok fazla. Kırmızı andezit kayalar en yaygın tür. Dolayısıyla, bin yıllardır bölgede taş yapılar, şehirler, sarnıçlar, taş döşeme yollar hep bu malzemeden. Civarda mermer yok. Daha önce var olan, 2500 yıl evvele dayanan Aigai Antik kentinde harç kullanmadan yapılan taş yapı usulü, sonraki toplumlara ve Türklere de geçer. Bölgede geçmişte ve halde taş işçiliğini bilen ve yapan çok sayıda yerli usta var. Sıva da istemeyen, işlerken yumuşak, sonradan sertleşen taş malzemeler bunlar. Bölgeyi ve köyü bilen bir arkadaş, "Manisalı müteahhitler Hakkı Bayraktar ve Hayrullah Solmaz beyler buradan, Pelitalan köyündendir" diyor. Taşın bol, taş işçiliğinin yüzlerce, binlerce yıllık mazisinin olduğu bu bölgeden müteahhitler çıkması da doğal diye düşünüyorum.

PELİT, TANEN VE DERİCİLİK

Pelit kelimesi, bir meşe türünün meyvesine verilen addır. Palamut Meşesi de denir buna. İçinde tanen adlı bir kimyevi madde var. Cumhuriyetin ilk yıllarında stratejik bir madde olarak kabul edilen tanenin üretildiği ilk fabrika Manisa'nın Salihli ilçesinde kurtuluyor. Tanen eskilerin "tabak /tabakçılık /tabakhane" dedikleri deri ve dericilikte kullanılıyor. Ham hayvan derisindeki kılları dökmede kullanılıyor. Tanenin sonraki yıllarda sentetik olarak üretilmesi ile pelit kullanan tanen fabrikası kapanıyor.

ÇEKİM VAR ERKEN YOLA ÇIKALIM

Fahrettin........

© tarihistan.org