GÖRDES GEZİSİ BİR ÖZEL (2.BÖLÜM)
GÖRDES GEZİSİ BİR ÖZEL (2.BÖLÜM)
Süleyman Sami İLKER
YOLUMUZ ESKİ GÖRDES'E
Kıranköy çıkışında Gördes Gazetesinin kırk yıllık yayıncı ve yazarı, Gördes'in hafızası Ahmet İnce beyle telefonlaşıyoruz. Efendeli köy hayrından yeni gelmiş. Eski Gördes'i misafirlere o gezdirecek. Mezarlık girişindeki küçük Garipler Mezarlığı denen kısmında bizi bekleyecek. Buluşuyoruz.
O arada aynı yerde olan birkaç metre uzaktaki anne ve babamın kabirlerini ziyaret ediyor, dualar ediyorum. Özlem bitmiyor. Birkaç arkadaşım da bana eşlik ediyorlar.
RENKLİ BİR KİŞİLİK
ABDÜLKADİR HASBUTÇU BEY
(MANİSA'NIN TOHUM BABASI)
Em. Orman Müh. Abdülkadir Hasbutçu bey mezarlığa girdi, etrafı inceliyor. Sonradan dönüşte arabamızda konuşuyoruz. Gördes mezarlığındaki selviler çok yaşlı, özel ve çok sıra dışı diyor. Çok sık, bir arada büyüyebiliyorlar. Bu sebeple, orman işletmedeki arkadaşlara orman yangınlarına karşı set oluşturan selvi duvarları için, kaliteli bu selvilerden tohum almalarını önereceğim dedi. Herkesin gözü ve gönlü farklı yerlerde, ama güzelliklerde hep. Tohumlar, özel merdiven sistemleri ile uygun yüksekliklerden alınırmış. Bu arada Abdülkadir beye Manisa'nın Hayrettin Karaca'sı dense yeridir. Bir aşk derecesinde sürekli tohum toplar ve dağıtır.
GÖRDES SELVİSİNE TOHUM TESCİLİ
Birkaç gün sonra bana gönderdikleri resimlerin altına ekledikleri nottan öğrendiklerim şöyle: O gün Emine hanımın eşi Doç. Dr. İbrahim Koç beyden yardım istemiş. Orman Mühendisi gözüyle Gördes mezarlığındaki "izole selvi topluluğu"nun resimlerini çektirmiş. Numune tohumlar aldırmış. Kargo ile İbrahim beyden gelen tohum örneklerini Ankara'daki Tohum Enstitüsüne göndermiş. Buradan alınacak tohumlar ile yetişecek fidanları orman yangın şeritlerine, yol kenarlarına birkaç sıra halinde dikmeyi düşünüyoruz. Gördes'te izole olmuş bu ağaç topluluğunun tohumları ile yetişecek selviler, Ege ve Akdeniz'deki ormanların yangından korunmasında büyük görev yapacak. Eski Gördes mezarlığındaki yüzlerce yıllık bu ağaç topluluğunun "tohum amaçlı tescili" için sizden yardım talep edebilirim, diye yazmış.
ÖRGÜ MAKİNELERİ
Onun bir başka özelliğini de öğrenince şaşırıyorum. Sahibi olduğu altı adet örgü makinesinin ikisini başkanlığını Emine hanımın yaptığı Gördes Kadın ve Doğa Derneğine hediye etmiş. Dernek sorumluları da daha geniş bir taban bulsun diye, "örgü eğitim kursu" için ilçe Halk Eğitim ile işbirliği yapmak istiyoruz, diyorlar. Dahası bu iki örgü makinesine iki özel ve ilginç isim vermişler. Birisine Gördesli Makbule, diğerine İsmail Hakkı Tonguç.
ŞEHİT “MOLLA MEHMET EFE”NİN KABRİ
Önce bu kısmın (Garipler mezarlığı) doğu kenarındaki Şehit Molla Mehmet Efe’nin kabri başındayız. Gazeteci Ahmet İnce bey, on beş dakika kadar Molla Mehmet 'in şehadetini anlatıyor. Bütün ekip Ahmet beyin konuşmasına kilitlenmiş halde. Yunanlılar batı Anadolu’da, yaktıkları bütün şehir ve köyleri hep kaçarlarken yaktılar. Gördes hariç diye başlıyor. İki kez yakıldı ve işgal bölgesinde ilk yakılan şehirdir. Çünkü buralar Yunanlıların geri hatlarını sürekli vur kaç şeklinde yıpratan millî çetelerin merkezi idi. İzmir'in işgalinden birkaç gün sonra ilk Kuvayı Millîye teşkilatı Gördes'te Darülfünun mezunu Hacı Etem Büke (eski belediye başkanı ve şimdiki başkanı Av.İbrahim Büke'nin ceddi) tarafından kuruluyor. Halı sanatı ve ticareti ile zengin bir belde olan Gördes, İzmir üzerinden yurt dışına halı ihraç ediyor ve Mustafa Kemal'e ilk ciddi para gönderen şehirdir. Düyunu Umumiyenin reji denen vergi toplama merkezini basıp bütün altın paralara el koyan, "Alınan para zaferden sonra iade edilecektir" diye not bırakan bir insandır Hacı Etem bey. Akhisar Kuvayı Millîye başkanı ile haberleşir. Oranın da el konan paraları ile birleştirilir. Saman taşıyan iki köylü kıyafetindeki görevlilerle, Yunan ve eşkıyanın eline düşmeden parayı eşekle Ankara'ya iletirler. Tahsilli ve varlıklı insanların yaşadığı bir şehrin direniş merkezi olması kaçınılmazdı. Gördes Kaymakamlığına da vekalet eden Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Akıncı bey Gördes köylerinden topladığı 200 süvari ile bölgede faaliyet gösterir.
MOLLA MEHMET EFE
Ahmet İnce bey anlatıyor: Molla Mehmet Efe "Gördes’in bir mahallesinde Yunan askerleri bir kadını taciz etti" diye bir haber alınca, intikam amacıyla arkadaşı Nalbant Rafet Efe ile akşama doğru Kobaklar'dan gelip, bulunduğumuz yerden şehre girmek üzeredirler. Her yerde olabilen işbirlikçi bir muhbirin haberi ile pusu kuran Yunan askerlerinin ateşine maruz kalırlar. Molla Mehmet Efe vurulur, Rafet Efe kaçar. Molla Mehmet 'in başını kesip şehirde dolaştırırlar, halkın direncini kırmak için. Önce vurulanın Kaymakam İbrahim Ethem bey (Akıncı) olduğunu sanıp, öyle duyururlar.
Molla Mehmet Efe ve ailesi tam bir kahramanlık timsalidir. Bir oğlu Çanakkale 'de kalır. Bir oğlu Kurtuluş savaşında şehit olur. Küçük oğlunu da esir alırlar. "Esir olacağına kafasına sıksaydınız ya" diye oğlunun silah arkadaşlarına sitem eden bir babadır. Onun da akıbeti şehitlik olur. Halinden şikayet edenler için; keşke bunları bilebilselerdi, diyor aklım.
GÖRDESLİ MAKBULE VE EŞİ USTURUMCALI HALİL........
© tarihistan.org
