menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KÂĞIDA İNCİ DİZEN ADAM YILMAZ SOYYER

16 8
28.01.2025

KÂĞIDA İNCİ DİZEN ADAM
YILMAZ SOYYER

Her insan bu dünyada kendi fikirlerinden bir bahçe meydana getirir. Kendi fikirlerini besler, sular, zaman zaman budar ve onların meyvesiyle de besler, beslenir. Yılmaz Bey’de kendi fikir bahçesinin hem yaratıcısı hem de bekçisiydi. Doğru bildiğinden ne pahasına olursa olsun geri adım atmazdı.
Onunla tanışıklığımız üniversite yıllarımda eşim sayesinde olmuştur. Yılmaz Bey’in şair yönünü ilk olarak aşağıdaki dizeleriyle öğrenmiştim, daha dün gibi hatırımdadır.

Bazen elif elif ney bazen şırıl şırıl su
İki tılsım düşürür hayâlini yâdıma
Uzaklardan bir mansur dem tutar feryâdıma
Ne duyan var âhımı ne koşan var imdadıma
O Akdeniz akşamı gözlerinin korkusu

Beni takip ediyor o sır yerden beridir
Annemden dinlediğim ninnilerden beridir

Hakikaten şiir öyle ustaca kaleme alınmıştı ki Hz. Mevlânâ’nın feryadını andıran bir söyleyiş vardı bu söyleyişte. İnsan böyle bir feryada kulağını nasıl tıkayabilir ki.

Kadim dostumuz Yılmaz Soyyer’i geçtiğimiz Ekim ayının son günlerinde kaybettik. Uzun bir hastalık döneminden sonra iyileşmişti lakin ömür dediğin bir nefes kadar kısa. Demek ki takdir edilen bu kadarmış. Üzgünüz.

Yılmaz beyin şiir yazmayı bıraktığını duyunca eşim ve ben çok üzülmüştük. Eşimle üniversite yıllarında bir dönem aynı evi paylaşmış, ev arkadaşıydı. Yıllar içerisinde dostluğumuz hep devam etmiş, eşi Emine hanım da bu dostluğumuzu hep kuvvetlendirmiş, güler yüzüyle, sakinliğiyle bizlerin dostluk harcının çimentosu olmuştur.

Yılmaz bey, 1960 yılında Konya Ereğli’de dünyaya gelmiş bizden yaşça büyüktü, ağabeyimiz sayılırdı. Benim için şiir sahasında şüphesiz zaten ağabeyimdi. Yılmaz bey çocuksu, saf tavrıyla tam bir şair adamdı. Çifte Vav’ın İzinde adlı kitabındaki şiirlere bakınca da hassas bir sosyolog şair diyor insan. Çünkü bu topraklarda yaşayan bizlerin, yaşadığımız her türlü sıkıntı, cefa, sefa, kültür, gelenek göreneklerimizin izlerinin hepsini şiirlerinde bulursunuz. Şiirleri tek bir konu etrafında dönüp dolanmaz. O kelamını arı duru Türkçeyle söylemiş, kaleminin mürekkebini ise aklıyla, fikriyle ve gönlünden akan duygularıyla doldurmuş. O duyguları harekete geçiren ise Türk milletinin yeri gelmiş Davraz Dağı olmuş, yeri gelmiş Ereğli’si olmuş, yeri gelmiş Fırat Çakıroğlu gibi şehitlerin makamında, yeri gelmiş allı pullu turnalar olmuş. Bu milletin her halini, her acısını, her kaygısını ve her sevincini kendi potasında şiirleştirmiş, romanlaştırmıştır.

Benim için şiir henüz şarkı sözlerinden ve önemli günlerde okunan dörtlüklerden ibaretken, o tâ lise öğrenciliği yıllarından önemli edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlanan........

© tarihistan.org