menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cevad Heyat'ın dünya görüşünde Türkçülük, Azerbaycancılık ve İrancılık konuları: II

11 0
25.05.2025

Cevad Heyat'ın dünya görüşünde Türkçülük, Azerbaycancılık ve İrancılık konuları:II


II. Bölüm
(Bu yazı dizisi Azerbaycan Türk düşünürü, Türkolog Cevad Heyt'in doğumunun 100. yılına ithaf edilmiştir)

Büyük Türk alimi Cevad Heyat, anayasa devrimi ve Pehlevilerin iktidara gelmesinden sonra Azerbaycan halkının aşırı milliyetçilik ve şovenist duygulardan kaynaklanan baskı, siyasi baskı ve ulusal baskıya maruz kaldığını açıkça yazmıştır: “Pehlevi hanedanının temel fikri, tüm İran nüfusunu tek bir Farsça konuşan halk haline getirmek ve diğerlerinden üstün bir Ari ulusu yaratmaktı... Halk, en önemli insan haklarından, yani anadilinde okuma ve yazma ve eğitim alma hakkından mahrum bırakıldı. Fars olmayan nüfusun dili ve kültürü reddedildi. 30-35 milyon İranlının anadili olan Türkçe, daha sonra “zorunlu dil” olarak damgalandı ve faşist diktatörlük ve tekelden doğan bu batıl, insanlık dışı inançlar, ulusal kültür (!) adı altında Azerbaycanlı çocuklara dayatıldı. Başka bir deyişle, en kötü kültürel sömürgecilik ve ulusal baskı biçimi Fars olmayan İranlılara dayatıldı. “Mutluydular.” [1]
Pehlevi döneminde "İran milliyetçiliği" adı altında "Fars şovenizmi" politikası uygulandığını kaydeden Komisyona göre, bu konuda A. Kesrevi ve M. Afşar gibi kendi "baltalarımızın" rolü hiç de az değildi. Komite, Kesrevi'nin "Azeri veya Azerbaycan'ın Eski Dili" adlı kitabında Azerbaycan Türklerini Aryanizm'le ilişkilendirmesini sert bir şekilde eleştirdi. A. Kesrevi'ye göre Azerbaycan halkı ile Farslar aynı kökene sahiptir, her ikisi de Aryan kökenli, İran dili konuşan akraba halklardır; Türkler ise çok daha sonra (Gazneli Mahmut döneminde) buraya gelen bir halktır, Azerbaycanlılar ise Moğollar döneminde zorla Türkleştirilmiştir. Kesrevi'ye göre Azerbaycan halkının tamamının Türkçeyi bırakıp Farsça öğrenmesi gerekiyor. [2] Heyat Kesrevi'nin bu uydurmalarına cevaben, tüm bunların hem İslami hem de insani değerlerle çeliştiğini yazdı: "Şaşırtıcı olan, araştırmacı ve dilbilimci olduğunu iddia eden yazarın (Ahmed Kesrevi-F.A.) genellikle dil ilkelerinden uzak olması, dil bilgisi kurallarına uymaması ve sonunda profesyonel bir politikacı gibi davranması, kendi dillerini karıştırması ve bu şekilde fikirlerini kabul ettirmeye çalışmasıdır. Örneğin, çeşitli lehçeleri Azerice olarak adlandırarak bunları Farsça ile özdeşleştiriyor. Milyonlarca Azerbaycanlı ve İranlının dili olan Türkçenin yok olmakta ve bakımsızlığa sürüklenmekte olduğu sonucuna varıyor. Kesrevi'ye göre bu dil terk edilmeli, yerine Farsça konulmalı ve dolayısıyla milyonlarca insanın dili değiştirilmelidir. Ama nasıl?! Hangi ilke ve yöntemlerle?! Bunu bu halkın özgürlük özlemleriyle, insan haklarıyla ve İslami ilkelerle çelişmeyecek şekilde nasıl yapacağız ve neden?! Böyle faşist bir yaklaşımdan başka ne yapılabilir ki "İnsan ve İslam değerlerine göre yönlendirilmek, diğer ülkelerde (İsveç, Belçika,........

© tarihistan.org