Eşitliğin Olduğu Yerde İnsan Vardır
Eşitliğin Olduğu Yerde İnsan Vardır
Dünyayı ayakta tutan şeyin ne olduğunu sık sık unuturuz. Oysa cevabı çok sade ve bir o kadar da zor bir yerde durur: insan ilişkileri.Kurumlar, sistemler, başarılar, kurallar… Hepsi insanın inşa ettiği yapılardır. Ama insanın insana bakışı bozulduğunda, bu yapılar da sarsılır.
Dostluk ve saygı, insan ilişkilerinin temel taşlarıdır. Fakat bu iki değer, ancak sağlam bir zemin üzerinde yükselebilir. O zemin eşitliktir. Çünkü eşitliğin olmadığı bir yerde, hiçbir ilişki hakiki ve kalıcı olamaz.
Bu noktada Duygu Asena’nın şu sözünü hatırlamak gerekir, bu söz aynı zamanda toplumsal bir çağrıdır: ‘‘Dostluk da, saygı da eşitlikle olur, anlamıyor musunuz? Eşitliğin olmadığı yerde ikisi de yok.’’
Bu cümle bir hak arayışını anlatmaktadır. Çünkü birçok ilişki, görünmez eşitsizliklerin içinde şekillenir. Kadın ve erkek arasında, ebeveyn ile çocuk arasında, öğretmen ile öğrenci, yönetici ile çalışan, dostlar, sevgililer, kardeşler arasında… Yani hayatın her alanında.
Biri konuşurken sözünü kesmeden dinliyorsan, ama o senin cümlelerini sürekli bölüyorsa, kendi hata yaptığında ‘‘insanlık hâli’’ deyip geçiyor, ama seninkini büyütüyorsa, üzüldüğünde herkesi yanına topluyor, ama sen ağladığında ‘‘abartma’’ diyorsa, orada bir eşitsizlik vardır.
Ve bu eşitsizlik, zamanla içten içe ilişkileri çürütür. Bir taraf görmezden gelinirken, diğer taraf görünür kılınır. Birinin acısı kutsanır, diğerininki küçümsenir. Sonra dostluk zannettiğimiz şey de, aslında bir sessizlikten ibaret kalır.
Oysa gerçek dostluk, ancak iki insanın birbirini özne olarak görmesiyle mümkündür. Yani biri diğerini araçsallaştırmadan, kendi ihtiyaçlarının uzantısı olarak görmekten vazgeçtiğinde, kendi bütünlüğüyle kabul ettiğinde tam anlamıyla dostluk kurulur. Bu dostluk durumu da, o zaman doğrudan saygıyı doğurur. Çünkü karşındaki insanın, senin kadar düşünme, hissetme, sınır koyma, reddetme, sevinme hakkı olduğunu tanımaktasındır.
Saygı böylece........
© tarihistan.org
