KARACAOĞLAN'IN PENCERESİ
KARACAOĞLAN’IN PENCERESİ
Bizim pencereler yele karşıdır
Muhabbet dediğin karşı karşıdır
Girebilsen şu sinemde neler var
Gülüp oynadığım ele karşıdır.
Bugün türkü olarak da söylenen bu dörtlükte Karacaoğlan belli ki dışarıdan görünmeyen içimizdeki yangın yerine vurgu yapmaya çalışıyor ama pencerelerimizin yele karşı, yani önünün açık olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor. Şair Mehmet Ali Kalkan, Köyümden Gönlümden isimli deneme kitabında bu dörtlük üzerinden değerlendirme yaparken, “Bizim pencerelerimizin önüne başka birisi ev yapmazdı, önümüzü kapatmazdı, güneşimizi manzaramızı kesmezdi. Hepimizin hepimize saygısı vardı” diyor. Bugünkü pencerelerin “yele karşı” değil, beton duvarlara karşı olduğunu dikkate alacak olursak, Karacaoğlan’ın da Mehmet Ali Kalkan’ın da ne kadar haklı olduklarını anlarız. Pencerenin sadece var olması değil, var olan pencerenin önünün de açık olmasının anlam ve değerini daha nasıl anlatsın bu insanlar?
Ancak, bu dörtlükte başka şeyler de var. Her ne kadar pencerelerin yele karşılığı üzerinden giriş yapılsa da, devamındaki son iki mısrada “girebilsen şu sinmede neler var” diyerek, bir kapalılıktan bahsediliyor. Ve sinedeki pencere kapalı olduğu için içerideki yangın yerinin görünmediğine değiniliyor. Dışarıdan bakanlar, “gülüp........
© tarihistan.org
