2009’da FETÖ, şimdi Amerika: Bahçeli’nin “emperyalizm böler” kaygısı
Diğer
06 Ocak 2025
O gece, geç saatlerde…
Hâkim ve Savcılar Kurulu Başkanı Habur’da kurulan mahkeme başkanını değiştiriyor.
Ertesi sabah yeni mahkeme başkanı...
21 Ekim 2009 günü şenliklerle başlıyor. Davullar, zurnalar bütün Türkiye’ye yayılırken, TV kanallarının hepsi canlı yayında.
“Herhangi bir eyleme katılmamış 34 PKK’lı...”
O gün bizim Irak’a açılan sınır kapımız Habur’dan yurda giriş yapıyor. Kamyonetlerin üstünde el sallayarak, hemen orada kurulan çadıra giriyorlar.
O çadır mahkeme salonu niyetine.
Şu ünlü kavram “çözüm süreci.”
O tarihte, suça karışmamış bazı PKK’lılar yurda gelecek, bir yargı süreci sonucunda onlar serbest kalacak, Öcalan’la varılan anlaşma bu.
Ne var ki...
Acele değiştirilen mahkeme başkanı, Diyarbakır Başsavcısı ile birlikte gelen PKK’lıları tutukluyor, onlara dokuz ile on altı yıl arasında hapis cezası veriyor ve anlaşma bozuluyor.
O mahkeme başkanı ve başsavcı...
İkisi de, FETÖ suçlamasıyla halen hapiste.
On yıl önceki “çözüm süreci”nin bugün muhasebesi yapılırken, oluşan genel kanaat var:
“O süreci devletin her kademesine sızmış FETÖ’cüler sabote etti.”
Ayrıca...
Kandil’in silah bırakmak için koşulu vardı.
“Öcalan Kandil’e gelsin, burada onun bizzat katılacağı bir kongre toplansın, silah bırakılması o kongrede karara bağlansın”.
Kandil o tarihte Öcalan serbest kalmadan silahları bırakmayacağını ilan ediyor.
Ve 2015’te çözüm süreci tarihe karışıyor.
Bugün terörü sonlandırmak amacıyla yola yeniden çıkılmışken, iki tartışma var.
“Bunlardan biri, Öcalan’dan gelecek silah bırakma çağrısını Kandil kabul eder mi?..
Etmek için koşul ileri sürer mi?..”
Öcalan’ın Kandil’e yapması beklenen silah bırakma çağrısındaki gecikme acaba yine onun serbest bırakılması gibi bir şarta mı bağlı?..
Bugün yine de Öcalan’ın silah bırakma çağrısında bulunabileceğini tahmin ediliyor.
Ve ikinci........
© T24
