menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yaş 13'tü, 22 yıl sonra yine 13!

62 15
21.05.2024

Diğer

21 Mayıs 2024

"Çocuk bayramı" ile "Gençlik bayramı" arasını, okul parası için daha yeni kuryeliğe başlamış bir gencin öldürülmesiyle, 13 yaşında defalarca tecavüze uğramış çocuğun karşı taraf avukatı tarafından "etek boyu" ile ölçülmesi ve adının teşhiri tehdidiyle, Hatay'da çok sayıda çocuğun intihar eğiliminde olduğunun anlaşılmasıyla, intihara sürüklenen gençlerle, katledilen genç kadınlarla, genç işsizlerin ekmek parası uğruna ölümleriyle idrak ettik.

Kutlarım!

Elbette bu "bayramlar" esasen tarihsiz ve tarifsiz ama bu topraklar çok sayıda çocuk ve genç için de aşırı talihsiz.

13 yaş… Sadece "bayramlar" değil "kurbanlar" da tekrar tekrar bu ülkenin hoyratlık yolculuğunda hırpalana hırpalana "tekerrür" ediyor. Yıllar geçse de yaşlar bile aynı kalıyor.

Bir 13 yaş daha vardı. 22 yıl olmuş olay ortaya çıkalı. Sonra yıllarca dava, "rıza" tartışması, hatta çekiştirmesi; mahkeme indirimleri dökülmüş.

Aralarında subay, ilkokul müdürü, kaymakamlık yazı işleri müdürü gibi devlet memurlarının ve korucuların da bulunduğu 30 kadar erkeğin Mardin Kızıltepe'de N.Ç. adındaki çocuğa tecavüzü… Hatırlarsanız!

"Kamu tecavüzü" sadece arazi, orman, kıyı yağması değil; bir de çocuklar, gençler, kadınlar, hayatlar var. Ölümler de!

İktidar neredeyse 13 yaşında bir çocukla başlamış, 13 yaşında bir çocukla devam ediyor!

Aynı Kızıltepe'de 2004'te bu kez 12 yaşında bir çocuğun, Uğur Kaymaz'ın polisin yaylım ateşinde 13 mermiyle, ayağında terlikleriyle cansız serilmesi de vardı. Uğursuz buluyorsanız 13'ü, işte 13'ler!

Bugünün 13 yaşındaki çocuk kurbanı için, o günlerin 13 yaşındaki kurbanı N.Ç.'yi yıllarca yazdığım onca yazımdan ikisiyle yeniden hatırlıyor, hatırlatıyorum o zaman.

22 yılda doğmuş olanlar, büyümüş olanlar da bilsin; yaş alanlar, yaşlananlar da hatırlasın diye!

T.C. karşısında N.Ç.'nin hükmü neydi?

Şöyle düşünün.

"Kuvvetler ayrılığı" devletinin tüm kuvvetleri adeta birleşmiş, bir çocuğu kıstırmış.

En az 26 erkek, yürütmeden.

Bürokrat, asker, öğretmen tecavüzcü.

Onları kollayan kanunlar, yasamadan.

Küçük bir kızı "rızası vardı" diye ezip geçen kararlar, bağımsız yargıdan.

"Kuvvetler" öyle bir maço birlik içinde ki; karşısında ne 13 yaşında durabilir N.Ç., ne 18'ine geldiğinde!

O yüzden zaten…

Önceki yıllar gibi, "Global Gender Report"ta, yani "kadın-erkek eşitliği endeksi"nde, Türkiye en sonlarda.

En adil ve eşit sayılan İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsveç'te kadının erkek karşısındaki güç ve imkanları yüzde 80-85 iken, Türkiye'de sadece yüzde 59.

Yani, bir erkek iki kadın demek!

Aslında o bile sadece sayı!

Çünkü bu ülkede 26 erkek, yargı kararı, yüksek yargı onayı, Meclis kanunu ve devlet kollamasıyla, sadece bir küçük kız, bir N.Ç. demek!

26 erkeği ve erkekliği korumak için, bir çocuğun hep birlikte harcanması demek!

Güzel ülkem ne ateşli yargı kapışmalarına tanık oldu, değil........

© T24


Get it on Google Play